Blogumda da birkaç kez yer verdiğim güzel köpeğimizi tam yılbaşı arifesinde, 29 Aralık'ta, kaybettik.
Birkaç günlük durgunluğun sonunda bir sabah ilk dolaşması için bile dışarı çıkmak istemeyince babam veterinere götürmüş. On iki parmak bağırsağında yırtık varmış, ne zaman oluşmuş bilmiyoruz. Kanama olmuş, kan midesine dolmuş. Anemi tespit etmişler, hem de anemide düşük sayılan seviyenin bile yarısı kadar daha azmış vücudundaki kan miktarı. Kan verdiler hemen sonra ameliyata aldılar, pazartesi oluyor bu. Ameliyattan 36 saat sonra bile anemi yüzünden yaraları hala kanıyordu, pıhtılaşmıyor kanı. Kan değerleri düşmeye başladı yine. Bunun üzerine bir daha kan verdiler. Köpeklerde kan grubu çok genişmiş bu yüzden tam grubunu tespit edemeden Rh'ına bakarak kan veriyorlarmış. Böyle yapıldığı için de köpeklere ikiden fazla sefer kan verilemiyormuş, vücutları kaldırmıyormuş. Çarşamba günü ikinci kez kan verdiler. Perşembe sabahı çok kritikti ama sonuçları iyi geldi. Ona moral olsun diye annemlere evden bir eşya götürmelerini önerdim. Yastığını götürmüşler, annem de yol boyu kokusu sinsin diye üstüne sürmüş yastığı. Öyle sevinmiş ki.. Koklamış, yalamış, üstüne yatmış.. Cuma sabahı biraz düşme oldu değerlerinde. Bu arada cuma gününe kadar hep serumla beslendi. Cuma ilk kez yumuşak mama yedi. Annemden tavuk göğüs haşlamasını istemişler, onu götürdük ama yemedi. Kansızlıktan o kadar yorgun ki yemek yemeye takati yok. Cumartesi sabahı da kan değerleri biraz düşük geldi. Bu arada yine anemi nedeniyle taşikardi başladı, kalp vücuda daha fazla kan pompalamak için daha çok açılıp kapanıyormuş. Bizi görünce heyecanlanıyor diye bir süre görmeye gitmedik. Nefes alırken ötüyordu, hani burnun tıkalıyken nefes alırsın da ince bir ıslık sesi çıkar ya, onun gibi. Bu arada akciğerlerde ödem oluşmuş, onun tedavisi için kortizon vermeye başladılar. Yine cumartesi görmeye gittiğimizde karaciğerde de arıza çıktığını söylediler. Bir de kanda üre miktarı artmaya başlamıştı. Cumartesi akşamüzeri babam-annem-kardeşim de görmeye gitmişler, o gün de yemiş tavuğunu. Pazar sabahı için tekrar tavuk götürmek üzere yola çıktıklarında, veterinere ulaşmalarına 10-15 dak. kala Kukiş'i kaybettiğimizi söylemek için aramışlar.
Solunum yetmezliğinden olmuş. Son anlarında bilincini kaybetmiş, bu yüzden acı çekmemiş. Zaten hızlı gelişmiş. 1 haftalık hastalık - veterinerde kalma süreci olduğundan şahsen ben kendimi bu fikre alıştırmıştım biraz, bir de cumartesi görmeye gittiğimizde çok bitkindi.. İnsan sesli söyleyemese de kalbine bir sızı yerleşiyor..
Pazar sabahı 9'da annem aradı, "isterseniz son kez görmeye gidin" dedi. Çok zor bir şey onu orada öyle yatarken görmek.. Hep yaptığı gibi uyuyor sanki, ama nasıl ağırlaşmış vücudu.. Patilerinin altını koklamak istedim son bir kez; fakat ayağını kaldırmak ne mümkün! Öptüm, sevdim, o kadar küçük ki bedeni..
Daha sonra doktor arkadaşlarımla konuştuğumda bu yırtığın stresten meydana gelebileceğini söylediler, ülser yani.. Salak sanki dünyanın yükünü omzunda taşıyor! Neyi dert ettin kendine de bu hale geldin Miniğim? Değer miydi diyeceğim ama ne fayda...
İşte 2013ü biz böyle kapattık.. Şimdi o çok sevdiği uykusuna kavuştu.. Huzur içinde uyusun. Bu arada kendisini annemlerin evinin bahçesine defnettik, erik ağacının altına. Oraya gelene kadar hepimiz çok üzgündük; ama defnedildikten sonra hepimizin içini bir huzur kapladı, çok garip. Belki yine evine, ailesine geldi diye.. Tabii kardeşimle bu fikri ortaya atarken annemle babamın sürekli gidip onunla konuşacaklarını öngörememiştik; ama olsun o kadar..
Onunla çok güzel 11 yıl geçirdik. Yılbaşı da doğum günüydü üstelik! O da mutlu bir hayat sürdü diye düşünüyorum. İlk geldiği gün evde yalnız kalmıştık Kuki ile ben. O zamanlar da hep söylenen "koltuklara çıkmasına izin vermeyin". Tabii bu Kukicik ilk iş koltuğa çıktı yayıldı.. Ben karşısında yırtınıyorum "in aşağı" diye, o hiç tınmıyor bile, arada bir bi diş gösterdi sonra vurdu kafayı uyudu. O gün "bununla 15 sene nasıl geçecek" diye düşünmüştüm, ama gel gör ki rüzgar gibi geçti. Veteriner bu olay olmasaydı 5-6 yıl daha yaşardı dedi, sağlıklı bir köpekmiş. Sırayla yaşadığı sorunların hepsi başlı başına birer hastalıkken o hepsiyle aynı anda mücadele etti ve dayandı da.. Kurtulsaydı bundan sonra hep ilaç tedavisi görecekti, başta da söylediğim gibi en azından acı, sefalet çekmedi.
Hoşçakal güzel kızımız, seni çok seviyoruz, çok özlüyoruz. Yerin hiç dolmayacak...
Ailen..