21 Eylül 2010 Salı

Ev Tadilatı - III

Geçen Cuma öğleden sonra işyerimden izin aldım, çıktım evime gittim. Şu an evimizde su ve elektrik tesisatı tamamen bitti, açılan oyuklar alçı ile kapatıldı, banyo ve mutfak fayansları döşendi ve kartonpiyerlerimiz takılıyor. Kalan işler ise boya badana ile parkelere sistre. Cuma hem perdelerin ölçülerinin alınması hem de duvar renklerini konuşmak için Meltem Hanım ile evimizde buluştuk.


Meltem Hanım çok zevkli ve modern bir bayan. Boyacının karşısına öyle birisi ile çıkmak çok iyi oluyor. Mesela ben salonun tavanını çok uçuk kahverengiye boyatmak istiyorum, çünkü salonda beyaz tavan çok çiğ geliyor bana. Boyacı da tutturdu "tavanı boyarsak daha basık görünür" diye. Sonra bana verdiği boya kataloğunda bir çatı katının tavanının turuncuya boyanmış olması komikti tabi. Neyse, boyacı beni çeşitli yöntemlerle caydırmaya çalıştı. Ben caymak istemiyorum ama bir şey de söyleyemiyorum; çünkü bilmiyorum. Meltem Hanım sağolsun bana cesaret verdi, böylece cuma günü durumu "2'ye 1"e çevirerek kazandık :)


Perdelerimizi gözden geçirdik tekrar ve nereye ne şekilde asacağımıza karar verdik. Ölçüler alındı ve perde işi tamamlandı. Meltem Hanım'lar dönerken ben de Emek'teki Alışveriş Home Mağazası'na gidip, mağazada 2 haftadır bekleyen çay setimi almaya gittim. Orası da küçük ama çok şeker bir yer. Üst kat nevresim takımları, yorganlar, çarşaflar, alt kat mutfak eşyaları olarak ayrılmış. Çoğunlukla Biev'in ürünleri satılıyor. İşte biz de Biev'in 6 kişilik çay setini almıştık, içinde fincanları, tabakları bir de servis için çaydanlığı var. Ancak takımın her parçası mağazada bulunmadığı için yeni takım getirtmişlerdi. Evdeki işimiz erken bitince Emek'e gidip takımımı aldım. Oradan Armada'ya, Cepa'ya, Kentpark'a geçip aklımdaki birkaç yeri dolaştım, eve döndüm.


Cumartesi gelinlik provam vardı; ama aksilik bu ya iş yerimden her zaman 2'de çıkıyorken bu haftasonu 5'e kadar kaldım. Saat 6'da La Bianca'daydık, daraltma için ölçü alınacak. Terzi nasıl ters bir kadın anlatamam. Gelinliği arkadan daraltınca önü potluk yaptı, kat kat çizgiler çıktı. Tabi çok çirkin göründü, o şekilde olmaz. E geniş haliyle de ben istemiyorum... Zaten daha gelinliği almadan önce daraltırız diye konuşuyorduk. Bir ara terziyle birbirimize girecektik gerçekten de. Derken bana gelinlik seçme konuşunda yardımcı olan görevli geldi (o ana kadar başka müşterisi vardı). Tülü tutan dikişi ayıracaklarını, önce eteklerini daraltacaklarını, sonra tülü daraltacaklarını söyledi. Öylesi mantıklı geldi bize de ve Çarşamba gününe tekrar sözleştik. Çarşambaya kadar dikişi sökecekler ve o gün tekrar ölçü alacaklar.


Bu arada Cuma sabahı Sevgilim eğitim için İstanbul'a gitmişti, Cumartesi akşamı biz onlarda yemekteyken Sevgilicim de geldi eve :) 2 günde hemen zayıflamış gibime geldi; ama beyefendi arayı çabuk kapattı.


Pazar günü hızlı başladı. Planda boyacılar başlayacaklardı pazar günü; fakat bizim arka komşu sorun çıkartınca iş yattı. Arka komşumuz gerçekten biraz sorunlu, başka bir postta detaylı anlatırım. Sitemizde pazar günleri tadilat yapmak (gürültü olduğu için) yasak. Komşumuz da ustaları görünce ne olduğunu bilmeden aramış güvenliği. Oysaki boyanın sesi yok, gürültüsü yok; ama adamın şikayeti bizim 2 günümüze mal oldu. Ustalar sabah 8:30'da aradılar durumu anlatmak için. Ben tabi koştur koştur kalktım, giyindim, eve gittim, boyaların rengini kontrol etmek için. 1 saat kadar onlar boyaları karıştırırken baktım, renklerin koyuluğunu kontrol ettim. Hepsi onaylanınca eve döndüm, kahvaltı ettim, kardeşim kalktı o srada banyoya girdi, arkasından ben girdim banyoya. Saat 12:30da ikimiz de aklanmış paklanmış, cilt bakımına gitmek için hazırdııkkk...


Evet, pazar gününün beklenen olayı cilt bakımı yaptırmaktı. Saat 1'deki randevumuzdan en az 1saat önce banyo işlerimizin bitmesi ve yüzümüze hiçbir şey sürmememiz gerekiyordu. Aynen o şekilde hazırlandık, Çatı Güzellik Merkezi'nde Hülya Hanım'la randevumuza yetiştik. Hülya Hanım cilt tipimizi belirledikten sonra bizi 15 dakika buharda bekletti. Temizleme işlemini yaptı, maskeler uyguladı ve cildimiz yumuşacık çıktı ortaya. Hülya Hanım, Ampul Tedavisi diye birşey önerdi sonra; ciltteki lekeleri temizliyor, sivilcelerin iyileşmesini hızlandırıyor ve sivilce çıkmasına neden olan deriyi temizliyor. "Peki" dedik, "onu da deneyelim". 15-20 dakika da o sürdü. 1de girdiğimiz randevumuzdan 4'te çıktık!!


Çıkışta Melih'lerle buluştuk, 365'e gittik. Saatlerce de burada gezdik, ben hızlıca anlatacağım. English Home'dan çok güzel bir yorgan ve yastıklar aldık. Yorganın özelliği şu, birbirine çıtçıtla tutturulmuş iki ince yorgan düşünün. Soğuk havalarda ikisini birlikte kullanıyorsunuz, bahar aylarında tek katını kullanıyorsunuz. Hoşumuza gitti, mantıklı geldi. Fiyatları da çok uygun yani, hele yastıklar; 9,90!! Hem kendimiz için, hem misafirlerimiz için aldık.

Oradan Boyner Evde'ye geçtik. Benim çok beğendiğim ve haftalardır indirime girip girmediğini hem bizzat, hem de 365'e giden herkese tembihleyerek takip ettiğim bir kahvaltı seti vardı, işte yandaki resimm. Kapıdan içeri bir girdim, %50 indirim standı üzerine benim cicilerimi koymuşlaaarr... Eğer siz de resimdeki seti beğendiyseniz hemen bir Boyner Evde mağazasına koşun; ama 365 AVM'dekine hiç gitmeyin, çünkü hepsini ben aldıııımmm :D

Son olarak esse'ye gidip 6'lı baharatlık seti aldım. Onun resmini bulamadım; ama inşallah evimin yerleşmiş halinin fotoğraflarını koyacağım :)

Ve akşam saat 8'de yorucu bir Pazar gününü noktalayarak evlere dağıldık. Tabi bizim minik Zzurnacığımızın halini görmeniz lazımdı, pencerelerden yastıklar fışkırıyordu, o derece.

Ne güzel ev kurmak, o evde yaşamanın hayalini kurmak.
Allah herkese bu hayali birlikte yaşamak isteyeceği bir eş ve o hayali gerçeğe dönüştürme gücü versin.

Sevgilerimle,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder