26 Temmuz 2012 Perşembe

Adım Adım Paris

Bugün pasaport harç bedelini yatırdım, yarın Emniyet'te randevum var :)

22 Temmuz 2012 Pazar

Tatil Planları


Önceki posttan sonra bu biraz komik kaçacak ama; sevgili Zurna son kıyağını bizi Paris'e göndererek yapıyor.

Evet, bir yandan bebiş yapmadan önce gezelim tozalım derken diğer yandan kös kös evde oturuyoruz. Tatil denince de varsa yoksa Denetko. E ne anladık biz bu işten derken, Zurna'nın satışıyla hep hayalimiz olan Fransa planlarımızı yapmaya başladık.

İlk iş tarihi belirlemekti. Aslında bu sene bayramlar pek güzel gelmiyor; ama biz Kurban Bayramını seçtik. Bayram 25-26-27-28 Ekim, 29 Ekim de Cumhuriyet Bayramı zaten, biz haftanın başını da birleştirince 10 günlük tatil oldu. İşyerlerimizden izinlerimizi aldık, hemen uçak bileti araştırmasına başladık.

Aklınızda olsun, fiyat olarak en uygunu Pegasus. Ankara'dan hareket eden İstanbul aktarmalı Paris uçağı 800 TL gidiş dönüş. Ben 1-2 sene önce kredi kartımı Yapı Kredi Adios'a çevirmiştim, kampanyadan faydalanarak kendi biletimi puanlarımla aldım, bedavaya getirdim. Böylece biletlerimiz kişi başı 400 TL'ye gelmiş oldu.

Biletleri aldığımız akşam 
booking.com'dan Paris otel rezervasyonumuzu yaptırdık. Otelde kalmaya pek niyetimiz olmadığından şehir merkezinde (15. bölge), 2 yıldızlı, basit bir otel seçtik. Seçtiğimiz otel Hôtel Kyriad Paris Lecourbe isminde bir zincir otel. Düzgün bir yere benziyor. Dediğim gibi bizim için temiz bir yer olsun ve şehir merkezine yakın olsun yeter. Burası da Eiffel Kulesi'ne 25 dakika, Gare Montparnasse'a 15 dakikalık yürüyüş mesafesinde.

Şimdi gezi planlarımızı yapıyoruz, 4 gün Paris'te kalmayı, diğer günlerde başka şehirleri gezmeyi düşünüyoruz. Mesela Bourdeaux, Marseille ve benim favorim Strazbourg. Güzel bir bayram olacak :)

Bu arada Paris moduna girmek isteyenler için Woody Allen'in Midnight in Paris filmini öneririm. İzlerken buraya da gidelim, buraya da gidelim deyip duruyorsunuz! Sevgiler...

Hoşçakal ZuRNa!!...


28 Haziran Perşembe günü emektar ZURNA'm ile vedalaştım. Haziran ortasında TUVTurk muayenesini yaptırdıktan sonra karar verdik satmaya. Muayeneden geçti, bir sorun olmadı ama sürekli masraf çıkarıyor. Temmuz ayı malum MTV ayı, e bu arada Zorunlu Trafik Sigortası derken biz Zurna'yı satalım dedik.

İlk iş iç dış yıkattık güzelce, tertemiz oldu Zurnacık. Sonra fotoğraflarını çektik, sahibinden.com'a, facebook hesaplarımıza ilanı koyduk. Ben ayrıca mahallemizin google grubuna da ilan gönderdim.

Biz bu kadar etrafa duyurmaya çalışırken meğer Zurna'mın kısmeti gözümüzün dibindeymiş. Sitemizin güvenlik görevlilerinden biri uğradı günün birinde. 21 yaşındaki kızı için bir araba istiyormuş, bizim Zurna'yı da taa ne zamandan görür beğenirmiş (kız isteme merasimi gibi oldu biraz). "Fiyatta anlaşırsak ben almak isterim" dedi. Anlaştık da. Böylece 1 hafta içerisinde Zurnacık el değiştirmiş oldu.

Araba bile olsa öyle hislendim ki işlemleri hallederken. Hele en son noterde anahtarı teslim ettim ya, bittim o anda. Zurna çok özel bir arabaydı, bizim Sevgilimle kavgamıza da şahit oldu, mutluluğumuza da. Bir gün olsun  zorluk çıkarmadı bize. Tamam birkaç kere kapıları donduğu için bagajdan girmek zorunda kaldık; ama Mercedeslerin, jiplerin kardan yolda kaldığı zamanlarda da tıpış tıpış getirdi bizi evimize kadar. Sevgilim büyük bir kaza atlattı onunla, "bu araç pert" dediler biz bırakmadık, tamir ettirdik. Sapasağlam da oldu.

Biz de onu hep güzel, düzgün kullanmaya gayret ettik, çok sevdik. Dilerim yeni ailesi de onu çok sevsin, LPG taktırmasın, kazasız belasız kullansınlar.

Hoşçakal canım ZURNA'm, iyi ki vardın...