Bugün geçmiş blog kayıtlarıma göz gezdirdim ve birkaç konuda güncelleme yapma ihtiyacı hissettim.
Öncelikle, Sevgilim şu an işinden çok memnun. İşine başladıktan birkaç ay sonra çalışma sistemleri değişti ve tüm ofis ikişerli takımlar haline getirildi. Takımların bir elemanı iç satışçı, bir elemanı dış satışçı yapıldı. İşte benim Sevgilim de dış satışçı oldu, yani tüm gün dışarıda, firmaları geziyor, satış yapıyor. İşinin mevsimsel zorlukları var tabi; ama tam ona göre bir pozisyon oldu bu.. İşyerindeki kızlara gelecek olursak, hepsi gayet şeker, sevimli, çoğunluğu evli bayanlar. Benim zaten "Sevgilimin karşı cinsle birlikte olması" gibi bir takıntım yok; ama mülakatlarda bu kadar çok sorulunca beni de bir merak almıştı yani... Şu an herşey yolunda :)
İkinci güncelleme Orkidem'le ilgili. Yazımı yazmamdan sonra da kurumaya devam etti, üstelik alttaki yaprakları da kuruyup kopmaya başladı. Çiçekçimizle konuştuk, kuruyan dalı dibinden kesin dedi. Çok tereddüt ederek kestim, aradan da epey zaman geçti. Bu süre içerisinde Orkidem yaprak vermeye devam etti, eski yaprakları da kurumaya devam etti, şu anda gayet sağlıklı, yeşil yeşil duruyor. Tabi köklerini belirtmek zorundayım, sürekli yeni kök veriyor ve bir tanesi o kadar uzadı ki saksıdan taştı, tezgaha indi. Evi basmasından korkuyoruz :))) Umarım şu anki süreç bir "kendini yenileme" sürecidir ve önümüzdeki bahara, benim evimde yepyeni çiçekler açar...
Stieg Larsson'un Millenium serisinin ikinci kitabı olan Ateşle Oynayan Kız'ı da okumuş bulunmaktayım. İlk kitapla karşılaştırdığımda bu kitabın daha başarılı olduğunu söyleyebilirim. Kahramanlarımız yine aynı, gazeteci Blomkvist ve Lisbeth maceranın başrol oyuncuları. Serinin 3. kitabı da İngilizce olarak kitabevlerindeki yerlerini aldı. Larsson'un sevgilisinin/eşinin söylediğine göre 4. bir kitabı daha varmış; fakat henüz yazma aşamasındayken vefat etmiş. Çalışmalarını toparlayabilirlerse serinin 4. kitabı da çıkacakmış.
Etamin konusuna hiç girmemek lazım. Geçen sene başladığım duvar saatinin çok küçük bir bölümü bitirilmek için bekliyor hala. Başladığım diğer etamin de iyice ortaya çıktı; ama daha yapılması gereken çook şey var. Akşamları da eve döndüğümde dekorasyon dergilerine, kitaplarına bakmaktan başka şey yapmaya vaktim kalmıyor. Bu yüzden etamin konusunu evlilik sonrasına bırakmış bulunmaktayım... :)
Mustafa Balbay 558 gündür tutuklu, görünüşe göre 10.558 gün daha öyle kalacak.
Minik bebişimiz, Ada'mız yürüme çabalarında. Düğüne kadar yürüyebilmesini çok istiyorum, eğer yürürse düğünde bizden önce Ada ve Barın (diğer kuzenimin oğlu-7 yaşında) çıkacak ve yolumuza çiçek dökecekler.
Başka da bir güncelleme gelmiyor aklıma, ah tabi Fransızcaya hala başlayamadım ve Master planlarımı Nisan'a erteledim; çünkü sınava çalışamıyorummm :))))
Öncelikle, Sevgilim şu an işinden çok memnun. İşine başladıktan birkaç ay sonra çalışma sistemleri değişti ve tüm ofis ikişerli takımlar haline getirildi. Takımların bir elemanı iç satışçı, bir elemanı dış satışçı yapıldı. İşte benim Sevgilim de dış satışçı oldu, yani tüm gün dışarıda, firmaları geziyor, satış yapıyor. İşinin mevsimsel zorlukları var tabi; ama tam ona göre bir pozisyon oldu bu.. İşyerindeki kızlara gelecek olursak, hepsi gayet şeker, sevimli, çoğunluğu evli bayanlar. Benim zaten "Sevgilimin karşı cinsle birlikte olması" gibi bir takıntım yok; ama mülakatlarda bu kadar çok sorulunca beni de bir merak almıştı yani... Şu an herşey yolunda :)
İkinci güncelleme Orkidem'le ilgili. Yazımı yazmamdan sonra da kurumaya devam etti, üstelik alttaki yaprakları da kuruyup kopmaya başladı. Çiçekçimizle konuştuk, kuruyan dalı dibinden kesin dedi. Çok tereddüt ederek kestim, aradan da epey zaman geçti. Bu süre içerisinde Orkidem yaprak vermeye devam etti, eski yaprakları da kurumaya devam etti, şu anda gayet sağlıklı, yeşil yeşil duruyor. Tabi köklerini belirtmek zorundayım, sürekli yeni kök veriyor ve bir tanesi o kadar uzadı ki saksıdan taştı, tezgaha indi. Evi basmasından korkuyoruz :))) Umarım şu anki süreç bir "kendini yenileme" sürecidir ve önümüzdeki bahara, benim evimde yepyeni çiçekler açar...
Stieg Larsson'un Millenium serisinin ikinci kitabı olan Ateşle Oynayan Kız'ı da okumuş bulunmaktayım. İlk kitapla karşılaştırdığımda bu kitabın daha başarılı olduğunu söyleyebilirim. Kahramanlarımız yine aynı, gazeteci Blomkvist ve Lisbeth maceranın başrol oyuncuları. Serinin 3. kitabı da İngilizce olarak kitabevlerindeki yerlerini aldı. Larsson'un sevgilisinin/eşinin söylediğine göre 4. bir kitabı daha varmış; fakat henüz yazma aşamasındayken vefat etmiş. Çalışmalarını toparlayabilirlerse serinin 4. kitabı da çıkacakmış.
Etamin konusuna hiç girmemek lazım. Geçen sene başladığım duvar saatinin çok küçük bir bölümü bitirilmek için bekliyor hala. Başladığım diğer etamin de iyice ortaya çıktı; ama daha yapılması gereken çook şey var. Akşamları da eve döndüğümde dekorasyon dergilerine, kitaplarına bakmaktan başka şey yapmaya vaktim kalmıyor. Bu yüzden etamin konusunu evlilik sonrasına bırakmış bulunmaktayım... :)
Mustafa Balbay 558 gündür tutuklu, görünüşe göre 10.558 gün daha öyle kalacak.
Minik bebişimiz, Ada'mız yürüme çabalarında. Düğüne kadar yürüyebilmesini çok istiyorum, eğer yürürse düğünde bizden önce Ada ve Barın (diğer kuzenimin oğlu-7 yaşında) çıkacak ve yolumuza çiçek dökecekler.
Başka da bir güncelleme gelmiyor aklıma, ah tabi Fransızcaya hala başlayamadım ve Master planlarımı Nisan'a erteledim; çünkü sınava çalışamıyorummm :))))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder