9 Ağustos 2010 Pazartesi

Düğün Hazırlıkları - V

Bu hafta ayağımızın tozuyla çok büyük işler başardık.

Evlilik hazırlıkları yolunda attığımız en büyük adım evimizin anahtarını almak oldu. Evet artık evimiz bizimm, bizim evimizzzz!!!! Anahtarı alır almaz da tadilat işine giriştik, dün itibariyle mutfak söküldü ve bir duvarımız yıkılmaya başlandı. Bugün ise banyo ve mutfak seramiklerimizi seçmeye gideceğiz. Önümüzdeki hafta onlar da takılmaya başlar herhalde..

Bu hafta ayrıca Çankaya Belediyesi'ne başvurumuzu yaptık; ama bunu öyle kısaca geçemem, tüm detaylarıyla anlatmam lazım :) Perşembe günü öğleden sonra ikimiz de izin aldık işyerlerimizden, başvuru evraklarımızı toplamıştık; fakat muhtar onayları kalmıştı. Önce Ayrancı'ya gittik, Sevgilimin mührünü bastırdık, ordan Çiğdem'e gittik benim mührümü bastırdık. Her muhtar da kırk bin akıl verdi bize, biri der adresleri aynı yazsaymışız iki kere gitmemize gerek kalmazmış, birisi bi sistem kurmuş bilgisayarda, "bunu niye elle doldurdunuz ki, ilk bana gelseydiniz bilgisayar çıktısı verirdim" der, ay neyse ne yani, olmuş bitmiş değil mi, bas mührünü gönder.. Bu mühürler ücretliymiş, onu da öğrendik. Sonuçta zor oldu ama iki mührü de bastırdık ve belediyenin yolunu tuttuk el ele..

Çankaya Belediyesi'nde vezneye verdik evraklarımızı, bilgisayara işledi, bir şeyler yaptı ve bizi üst kata gönderdi. Üst katta Nikah Memurlarının odasına girdik, "2 Ekim saat 20:00 veya 20:30 istiyoruz" dedik. Bir adam bilgisayardan kontrol etti tarihi, yanındaki memura sordu "sen alabilir misin" diye, "9da alırım ancak" dedi, biz "9 çok geç" dedik, "O zaman sağda müdürümüzün odası var, onunla bir konuşun, çünkü program çok sıkışık" dedi memur bey. Omuzlarımız çökmüş bir vaziyette müdürün odasına doğru yol aldık.

Müdüre Hanım telefonla konuşuyordu, biz de kapıda bekleşiyoruz. Benim aklımdan geçen; kadın yer yok diyecek, ya da "kalem yazmıyo" gibi "taleplere" başvuracak. Melih'e söyledim böyle düşündüğümü, o da "bak şimdi en garanti satış tekniğini uygulayacağım" dedi. "İyi" dedim "günahı sevabı boynuna" ve biz girdik içeri.

Sevgilim kapıdan girer girmez, "A.... Hanım merhaba, nasılsınız?" dedi çok sevecen ve heyecanlı bir ses tonuyla. Elini uzatırken "Melih ben daha önce görüşmüştük" dedi. A... Hanım bi şaşırdı, ama bozuntuya da vermemek için "aa merhaba iyiyim sağolun siz nasılsınız" diyerek kıvama geldi. Sevgilim de konuya girdi;
- Biz başvuru için evraklarımızı getirdik, günümüzü almak istiyoruz
- Tarihi konuşmuştuk değil mi sizinle?
- Tabi tabi, 2 Ekim'di
- 2 Ekim doğru, bakıyorum hemen... Hangi saati istersiniz?
- 20:00 veya 20:30 olabilir, salonu o saatlere uygun ayarladık.
- 20:00 olsun o zaman, 20:30 geç, bol bol eğlenirsiniz. (başvuru formuna 2 Ekim 20:00 olarak not etti) Hayırlı olsun şimdiden, görüşmek üzere.
- Teşekkür ederiz, iyi günleeeeerrr....

Böylece benim için işin en stresli bölümü hallolmuş oldu ve yerimiz yurdumuz saatimiz kesinleşmiş oldu :D

Sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder