25 Ekim 2011 Salı

Bir Zamanlar Anadolu'da

Üst üste gelen bunca kötü haber arasında sinirlerin bozulmaması mümkün değil. Biraz nefes almak, aklımızı dağıtmak için Cumartesi akşamı Panora'da sinemaya gittik.

Sevgili Görkem, Bir Zamanlar Anadolu'da filmini yazmıştı blogunda. Onu okuduğumdan beri merak ediyordum filmi. Türkiye'de de vizyona gireli 5 hafta olmuş, ha bitti ha bitecek yani. Fırsatımız varken gidelim dedik.

Daha önce hiç Nuri Bilge Ceylan filmi izlememiştim. Bu filmin diğerlerinden daha fazla diyalog içerdiğini ve daha etkileyici olduğunu da söylüyordu herkes. Gerçekten çok etkileyici bir filmdi. Konu için "müthiş, hiç bulunmamış, daha önce yapılmamış" diyemem; fakat anlatım tarzı öyleydi. Bir kere en başından beri o filmin içindeydim ben de. O arabada, çeşmelerin başında, yer sofrasında, soğukta. Sizin hiç bir filmde araba farından gözünüz kamaştı mı? Ya da arabadaki sigara kokusunu duydunuz mu? Öyle gerçek işte..

Konu bir cinayetle ilgili olunca, hele bir de şimşekler çakmaya başlayınca ben de gerildim hafiften. Biraz tedirgin izledim filmi. Ama hiç gerek yokmuş. Öyle yumuşak ama hakiki ve samimi bir film ki...

Sahnelerin her biri fotoğraf karesi aynı zamanda. Filmi saniye saniye bastır, tablo diye duvarlara as. O renkler, ışıklar.. Hele dağlar arasından geçen tren! Çok güzeldi çok...

DVD'si kesinlikle alınacak, mevcut kütüphanemize sığmayan film arşivimize eklenecek. Film bu Cuma vizyondan kalkar diye tahmin ediyorum, Ankara'da 2-3 sinemanın en küçük salonlarında oynuyor çünkü. Süresi 3 saat, ona dikkat.

Kaçırmamanızı dilerim, sevgiler...

2 yorum:

  1. cok guzel anlatmissin bircemcim, tekrar sanki golerim kamasti araba farindan.

    YanıtlaSil
  2. asıl sen öyle güzel ve içten anlatmasaydın gitmek aklıma bile gelmeyebilirdi (ah bu önyargılar). Teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil