20 Ocak 2011 Perşembe

Ondan Bundan

Bugün biraz hasta gibiyim, karnımda inanılmaz bir sancı, sancı olmadığı zaman mide bulantısı, sürekli uyku hali ve yorgunluk. Geçtiğimiz haftalarda o kadar çok izin kullandım ki bu hafta tam gün işe gelmek zor geldi :)) Şaka bir yana 2 gündür çok geç yatıyorum ve dinlenemiyorum bir türlü. Bu gece de erken yatamazsam yarın şu bilgisayarın üzerinde kıvrılır uyurum...

Havaların yan etkisi mi bilmiyorum, yine herşey bir iyi bir kötü. İş olsun, keyfim olsun herşey değişken. Geçen haftasonu gazeteye benim bulunduğum pozisyon için ilan verildiğini öğrendim. Bu pozisyonda 2 kişi çalışıyor ofiste, birisi ben işte. İlan da öyle bir verilmiş ki, adres yok, telefon yok, standart formatımız dışı, yalnızca kurumsal olmayan bir e-mail. Bu durumda birkaç ihtimal var tabi; ya ben gidiciyim, ya arkadaş gidici ya da birimizin pozisyonu değişecek. Arkadaşlarımın genel kanısı ilanın beni olumsuz etkilemeyeceği yönünde; ama belli mi olur?

Olur da kabak başıma patlarsa, evimde oturur bol bol etamin yaparım diye hayal kuruyorum. Etamini o kadar sevmeme rağmen şu ana kadar yalnızca 2 proje bitirdim; biri Sevgilimin askerlik resmi, ikincisi karakızın düğün hediyesi... Kendim, evim adına birşey bitirebilmiş değilim yani. Bir duvar saati yapmaya başlamıştım, aslında o bitti sayılır. Etrafındaki bordürlerin bir kenarı kaldı sadece. Ama orayı yaparken de öyle bir hata yapmışım ki sökemiyorum, değiştiremiyorum, ortada kalakaldım. Marty Bell'in bir resmine başlamıştım, o da kör topal gidiyor, şimdi ise yeni bir projeye heveslendim. Sürekli yeni kumaş ve iplik alıp yarım bırakıyorum.

Etamin konusundaki açgözlülüğüm ne olacak bilmiyorum, internette sürekli yeni modeller araştırıyorum, klasörlüyorum onları, düzenliyorum, ama yapmaya vakit bulamıyorum. Akşamları eve gidince yeme içme, mutfak toplama sonrası saat 8 oluyor. Televizyona takılıyorum, ertesi akşamın yemeğini yapıyorum, saat 10 oluyor, 11 gibi de yatıyoruz işte. Bu program içerisinde etamin düzeneğini kur, yarım saat-1 saat yap sonra kaldır çok zoruma gidiyor. Hobi odamızı henüz düzenleyemediğimiz için ortalıkta da bırakamıyorum, evimiz derli toplu olsun istiyorum, günler öyle geçip gidiyor işte.

2011'de güzel etaminler bitireyim istiyorum; ama bir yandan da çalışayım istiyorum, yani evde oturmanın kimseye faydası yok değil mi?.. Gerçi şimdi evde olsam sıcak bir çay içerdim, yatar uyurdum, karnımın ağrısı da geçerdi ne güzel, puff :((

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder