18 Ocak 2011 Salı

Aşkım sen ne tatlı şeysin...

Haftasonumuz keyifli geçti. Cumartesi Sevgilimin iş yerinden arkadaşları geldi, film partisi yaptılar. 3 koca çocuk biraraya gelince ne yer ne içer diye düşündüm ve onlara açık büfe sandviç hazırlamaya karar verdim. Ton balıklı, tavuklu sandviç içleri hazırlayıp kaplarla sofraya koydum. Bir de küçük sandviç ekmekleri aldık, içlerini açtık. Dedim ki, bu ekmeklerin içine istediğiniz sandviçten koyun, yiyin. Çeşit çeşit içecekler, cipsler, soslar ve yaptığım zeytinli kek de cabası. Saat 2 gibi çıktım evden onlar da 2:30 civarı gelmişler. Yemişler, içmişler, sevmişler sağolsunlar :) Filmlerini de izlemişler, Sevgilim beni aradığında saat 7'ye geliyordu.

Bütün gün boyunca ben de annemlere gittim. Geçen hafta alışverişten boyumun ölçüsünü aldığım için AVMlere adım atmaya korkuyorum bir süre :))) Pastahaneden sandviçler, tatlılar almıştık, çay koyduk, yengemleri çağırdık. Kuzenim ve minik prenses ertesi gün İstanbul'a döneceklerdi, gitmeden onları da bir görelim istedik. Geldiler, birlikte yedik, içtik, oyunlar oynadık. Şimdi 1,5 yaşında, 86 cm boyunda; ama bakmayın böyle minik oluşuna, herşeye aklı eriyor, her dediğimizi anlıyor da işine gelmezse duymamazlıktan geliyor. Sevgi delisi, öpülmeye bayılıyor, hele bir de gıdısından öperseniz öööyle kalakalıyor. Saçında toka, kurdele falan olmasına dayanamıyor, hemen çıkarmaya çalışıyor. Ama "aaa ne güzel oldu Ada, ne çok yakıştı tokası" dersen dokunmuyor, güzellik uğruna tokaya katlanıyor :)))) Yemesi içmesi yerinde maaşallah, süte bayılıyor, öyle böyle değil. Paylaşmayı da çok seviyor. Mesela anneannesi sütünü ısıtıp biberona koyuyor, önce yapışıp yarısına kadar içiyor, o merdefe göbeği şişmeye başlıyor. Sonra başlıyor herkese süt ikram etmeye. Evde kim varsa biberonu ağzına uzatıyor. Biz de tabi dokunmadan "nam nam namm" yapıyoruz içmiş gibi. Mutlu oluyor, gülüyor, o güldükçe bizim içimiz açılıyor. Güzel yüzü, gözleri hep gülsün...

Gitme vakti geldiğinde ayakkabısını, montunu, atkısını giydi, tam kapıdayken döndü bize öpücük yolladı, bir de "babaay" dedi. Yol boyunca durdu durdu öpücük gönderdi, "babaay" dedi. Karanlıkta kendisini göremediğimizde bile sesi geliyordu hala.

1-2 saat daha oturdum bizim evde, o sırada Sevgilim gittiler diye aradı. Ben de evime döndüm. Bir gittim ki benim miniğim sofrayı toplamış, tabakları kaldırmış, sudan geçirmiş, yerdeki cips kırıntılarını süpürüyor. Sabah hazırlığı aşamasında da çok yardım etmişti bana. Arkadaşları da sevmişler yaptıklarımı, bir mutlu oldum ki sormayın.

Teşekkür ederim Sevgiliiiiiiimmmm....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder