Bayramdan önceki cuma günü ben mesaiye kalıyordum, bu yüzden Sevgilimden 3 saat geç gittim eve. Kapının önüne geldim, bir baktım içeride ışık yok. Görebildiğim her odaya baktım ama ışık yok. Aradım Sevgilimi, geldi kapıyı açtı. İçeri girmeme izin vermeden önce gözlerimi kapattırdı sımsıkı, ışıklar zaten kapalı! El yordamıyla mutfağın önüne kadar geldim. "Şimdi aç gözlerini" dedi ve bir baktım ki yemek masamız gelmiş!!!!! Nasıl güzel olmuş, nasıl yakıştı evimize!!! Sandalyelerin döşemesi de pek şık olmuş. Duvarlarla harika bir uyum içerisinde. O akşam masamızda ilk yemeğimizi yedik :)
Cumartesi günü çalışıyordum. 14:00 civarı işten çıkıp eve geldim, biraz sonra da ablam ve babam geldiler. Ablamların Gaziosmanpaşa'da aydınlatma mağazaları var. Lambalarımızı, avizelerimizi oradan seçip beğendik. Cumartesi günü yemek masamızın avizesi, salonumuzun abajurları ve mutfağımızın plafonyeri takıldı. Evimiz bayrama hazır hale geldi; ama diyorduk ki "bir de halımız olsa". Salonda idare eden, en azından sıcak tutan bir halımız var, bir de yemek masasının altında olsa... Pazar günü Çukurambar'daki Zen Halı'ya gittik. Deri halılardan birini çok ama çok beğendik, halının altı tamamen deri, üstü de dana tüyü. Küçük küçük karelerden oluşuyor, karelerin her biri kahverenginin farklı tonu, ve bu küçük kareler birbirine deri ile bağlanmış. Gerçekten şık bir halı. Pazartesi günü eve getirmeleri için sözleştik. Bu halının yanında salon için beğendiğimiz birkaç modeli daha getireceklerdi.
Halımızı seçtikten sonra Türk Japon Vakfı'na düğün fotoğraflarımızı almaya gittik. Biz tüm gün çekim yaptırdığımız için deli gibi fotoğrafımız var tabi. Fotoğrafların ve düğünün montajsız çekiminin hepsini kopyalamak saatler aldı. Çıktığımızda hava kararmıştı artık.
Pazartesi günü ben yarım gün çalışıyordum. Sevgilim beni işe bıraktı, Siteler'e gidip mobilyacıdan sehpalarımızı aldı, iş çıkışı buluştuk, bayram için evimize likör takımı aldık, birkaç halı mağazası daha gezdik ve evimize döndük. Biraz sonra Zen Halı'dan geldiler. Yemek masasının altına halımızı serdik hemen, çok güzel oldu. Salon için istettiğimiz halılarsa pek hoşumuza gitmedi.
Bayram bol bol gezmelerle geçti. Aileler, akrabalar, komşular derken çok gezdik. Perşembe akşamı ise iki dünür aile :))) bize akşam çayına geleceklerdi. Benim hazırlıklarım 1-2 gün öncesinden başladı tabi. Önce ne yapacağım düşüncesi, sonra nasıl yapacağım korkusu :) Neyse ki, biraz ucu ucuna da olsa tatlılarımı, tuzlularımı yetiştirdim. Pırasalı tart, peynirli maydonozlu milföy böreği ve kakaolu kek yaptım. Annem patatesli poğaça, Aylin Ablam da elmalı poğaça getirdi. Çayımızı içtik, sohbetler ettik, düğün fotoğraflarımıza baktık, eğlendik.
İşte bayram böyle eğlenceli, sımsıcak ve evimizi güzelleştirmekle geçti. Havanın çok güzel ve sıcak olmasına rağmen evimizi bırakıp gezmeye tozmaya bile çıkmak istemedik. Resimleri de en kısa zamanda ekleyeceğim. Paris'te de hava çok soğukmuş aldığım duyumlara göre, kih kih kihh...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder