15 Ekim 2010 Cuma

Heyecan Dorukta


Ve biz arabalara doluşup Türk Japon Vakfı'na doğru yol almaya başladık. Sabahtan o ana kadar aşırı bir heyecan yoktu içimde. Sanki başkasının düğünüymüş de ben de davetliymişim gibi hissediyordum; ancak herkes beraber evden çıkıp, bizi arabaya bindirip anneciğime, babacığıma ve Özüşüme el sallayınca durum bana dank etti. Bir anda her yerimi ateşler sarmaya başladı, gözler tabiki yine doldu.

Yol boyunca güle oynaya, sarıla öpüşe gittik. 18:45 civarında Türk Japon Vakfı'nın önündeydik; ancak bizden önceki düğünün tebrik safhası henüz bitmemişti. Her yer çok karanlık bu nedenden. Bizi arka yoldan gelin odamıza doğru götürdüler. Yol boyunca fotoğrafçılar ve kameralar çekti bizi. O anları pek hatırlamıyorum desem inanır mısınız bana??

Gelin odamıza girer girmez garsonlar içki ve kanepe servisi yaptılar. Benim heyecandan gözüm birşey görmezken bir baktım ki, Sevgilim almış tabağı kucağına yumulmuş :)) Ardımızdan arkadaşlarımız ve Gülseren Hanım geldi, 2-3 sefer daha yürüyüş provası yaptık. Benim o boyuma uygun, güzel gelinliğim sürekli ayakkabıma takılmaya başlamaz mı!! Zannedersiniz hiç boy ölçüsü falan aldırmamışım!! Öyle bir takılmak ki adım atamıyorum. Provalardan sonra gelinliği tekrar giymeme karar verdik, çünkü üzerime tam oturmamıştı. Bu sırada bizim ofisten kızlar geldiler provayı izlediler, el sallaştık uzaktan ve saat 19:30 oldu, kapıların açılma saati...

Ben koştur koştur gelin odasına girdim, Dilek ve Gülce de peşimde, erkekleri çıkarttık odadan ve kızlar tekrar giydirdiler beni. Bu sefer tam oldu gerçekten de, yürürken hiç sıkıntı çekmedim. Giyinirken ne kadar zaman geçtiğinin farkında değildim, kafamı kaldırdığımda saat 19:50 idi. Şuram iyi mi buram iyi mi diye konuşurken arkadaşlarımızı salona yönlendirdi Gülseren Hanım, ben de fırsattan istifade bir kadeh beyaz şarabı diktim kafama. Aynı anda da giriş müziğimizi duymaya başladım.

O dakikada Gülseren Hanım'la göz göze gelip, "bu gerçek mi, başladı mı?" diye sorduğumu hatırlıyorum!!! Ve işte müziğimiz: Roméo et Juliette - Aimer

Juliette solosunu söylemeye başladığında kapılar açıldı ve Melih dışarıya çıktı. Onun ardından ben çıktım dışarıya, kalbim güm güm. Herkes alkışladı, ayağa kalktı ve biz yavaş yavaş yürümeye başladık. Salon öyle tıklım tıkış kalabalık değildi; ama tam bizim istediğimiz gibi tüm sevdiklerimizden oluşuyordu. Yürürken bir yandan müziğe ayak uydurmak istiyordum ama müziği duymak ne mümkün, kulaklarımdaki tek ses kalp atışlarım... O yol hem çok kısa hem de çok uzun geldi, insan her duyguyu bir anda yaşayabilir mi? Şuşucuğum'la göz göze geldik yürürken, birbirimize gülümsedik kocaman. Ve işte merdivenlerin başındaydık.
Merdivenlerden çıkmadan önce ikimiz de duracaktık, ben iki elimle eteklerimi tutacaktım ve ben önden, Melih 1-2 basamak arkamdan çıkmaya başlayacaktık. Durduk, eteklerimi topladım, birinci basamağı çıktım; ama bacaklarım tir tir titriyor ve bastığım yer merdiven mi, boşluk mu asla anlayamıyorum. İkinci basmağı çıkmak için harekete geçtiğimde yerdeki bacağım zangır zangırdı. Ayağımı yere koyarken yan basmamla elimi Melih'e uzatmam bir oldu. Allah'tan o anda onun da bütün dikkati benim üzerimdeydi ve hemen belimi tuttu. Ondan güç alınca hemen toparlandım ve üçüncü basamağı rahat bir şekilde çıktım. Heyecan, açlık ve beyaz şarap birleşince böyle etkileri olabiliyormuş demekki...

Merdivenlerimizi çıkıp masamıza oturduk, nikah memurumuz geldi. Şu an net olarak hatırlayamıyorum; ama Melih'in söylediğine göre o kadar ayarlamaya çalışmamıza rağmen biz masaya oturduğumuzda müzik bitmemiş hala ve sesini kısmak zorunda kalmışlar. Ben heyecan içerisinde bir salona bir nikah memuruna bakıyorum. Önce nikah şahitleri davet edildi, onları görmek bile beni rahatlattı biraz. Malum konuşmaların ardından memur bey bana dönerek sorusunu sormaya başladı. Hani bazen hissedersiniz ya ağzınızı açsanız bile sesiniz çıkmayacaktır, ben de öyle hissettim (zaten sesim hala kısık) ve memur bey konuşurken hafifçe "ıhm" yaptım. Soruyu bitirdiğinde mikrofona yaklaşıp "EVET" dedim. Memur Sevgilime de sordu aynı şekilde ve o öyle güzel "EVEETT" diye bağırdı ki... Şahitlerimize sordu, bizi karı-koca ilan etti, defterlerimizi imzaladık ve kocacığım beni öptü. O anda üzerimize beyaz balonlar yağmaya başladı, ikinci müziğimiz çalmaya başladı : Cher - It's In His Kiss

Nikah memurumuzla da el sıkıştık, aile cüzdanımızı teslim etti bana ve fotoğraf bölümüne geldi sıra. Şahitlerimizle de fotoğraflarımızı çektirdik, artık salondan çıkma vakti. Tabi balonları görünce benim miniğimin çocuk olası tuttu yine, balonlarla oynaya oynaya, patlata patlata çıktı salondan...
Gelin odasına döndüğümüzde heyecanla karışık bir ağlama tuttu beni... Garsonlar su getirdiler, biraz içtik ferahladık, ya evliydik artık ötesi var mı!!??? Tüm konuklar da salona çıkınca Güseren Hanım bizi de yönlendirdi, Düğün Marşı eşliğinde salona çıkıp şarkımızla ilk dansımızı yaptık : Neil Sedaka - You Mean Everything To Me

Bundan sonrası eğlenmeye kalmıştı artık. Tebrikleri kabul etme faslından sonra baktık ki herkes donuyor, masalar içeri taşındı. Tabi bu sırada birkaç kişi soğuktan etkilenip gitmişti bile, buna üzüldüm gerçekten... Gece boyunca biz çok eğlendik, güldük, dans ettik, herkes de eğlenmiş. Size birkaç fotoğraf daha :)

Çıkışta da evimizin yakınındaki bir bar olan drunk'a gittik arkadaşlarımızla. Orada da eğlendik, dans ettik ama en önemlisi birşeyler yedik!! Yediklerimiz patates kızartması ve sosisten ibaretti ama olsun. Saat 2 civarında drunk'ın kapanması, içilen içkilerin çarpması sonucu eve teslim vaktinin geldiğini anladık. 5 dakikalık mesafede olan sitemize çıktık, yolumuzun başında durdu arabamız. Kocacığım beni aldı kucağına, almasıyla indirmesi de bir oldu "bu ne kadar ağırmışş" diye. "Peki" dedik, "eve kadar yürüyeyim madem, ama kapıdan sen sokacaksın" anlaşma sağlandı, ben evimizin önüne kadar yürüdüm, kapıda Kocacığım kucağına aldı beni ve kapıdan öyle girdik. İşte bunlar da onun resimleri :))

Daha sonrası da bize kalsın di mi ;)))

4 yorum:

  1. çok güzel bi gelin olmuşsun,mutluluğunun ömür boyu sürmesini dilerim:)

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkür ederimmm, darısı senin başına. hazırlıklar nasıl gidiyor? dilerim herşey gönlünce olur, sevgiler :)

    YanıtlaSil
  3. yaa arkadaşım evlenmiş gibi oldum :)) çook güzel olmuşsunuz Allah mesut etsin :) artık sen sıranı savdın.bende senın gıbı bır Ankara'lı gelın adayı olarak sıramı savmak istiyorum :/ çok gerginim. şimdi seni daha iyi anlıyorum:) nediyim darısı başıma :)

    YanıtlaSil
  4. çok teşekkür ederiizzz.. darısı başına tabiki, dilerim herşey gönlünce olur :)))

    YanıtlaSil