5 Temmuz 2010 Pazartesi

Düğün Hazırlıkları - IV ~ Gelinlik Denemeleri - II

Sonunda oldu!!!
Sonunda giydiğimde büyülendiğim, hayallere kapıldığım, hatta prova odasından çıkıp Türk Japon Vakfı'na gittiğim bir gelinlik buldum.. Aslında bu kadar çok beğendiğim 3 gelinlik oldu ama içlerinden biri.. ahhhhh biri...

Lafı hiiiiç uzatmadan Beyaz Butik'te denediğim gelinliklerin resimlerini koyuyorum:
Efendim, ilk gelinliğimiz Fransız tasarımcı Cymbeline'e ait olmakla birlikte sade bir gelinlik üzerine giyilen Fransız danteli ile hareketlendirilmiştir. Fransız danteli gelinliğe hem nostaljik, hem de elegant bir hava vermektedir. Yakından bakmak isterseniz tıklayınnn.Bu ilk gelinliği facebook'ta bir arkadaşımda görmüştüm 2 sene kadar önce ve kelimenin tam anlamıyla bayılmıştım.. Resmini bilgisayarıma indirdim falan, o derece. Cumartesi günü Beyaz Butik'e gitmeden önce de resmine bakıyordum, "şöyle birşey yok ki" düşüncesiyle. Derken, Beyaz Butik'te asılı gelinliklere bakarken elimi ilk attığım yerden bu çıktı.. Ben şok içerisinde kalakaldım. Giyince de çok ama çok güzel oluyor, içinde olmak muhteşem bir duygu.

Eveeeett, geldik ikinci gelinliğimize.. Hayallerimin, rüyalarımın gelinliğine. Ian Stuart imzalı
Nocturne isimli gelinliğimiz tafta kumaştan oluşuyor. Bu resimdeki basit görüntüsüne aldanmayın lütfen, aslı hem renk olarak hem duruş olarak çok çok farklı. Hele bir kuyruğu var, Allah'ımmmmm... İşte bunu giydiğimde prova odasından çıktım, Türk Japon Vakfı'nın yolunda yürümeye başladım, mumlar arasında. Ian Stuart modellerini tasarlarken, İngiliz Kraliyet ailesinden ilham alırmış. Zaten bu gelinliği giydiğinizde kendinizi prenses sanmamanız imkansız!!! Hem gösterişli hem de o kadar sade ki.. Eteği toplayan çiçeği mesela hiç mi hiç göze batmıyor, ben normalde öyle çiçek böcek sevmem çünkü... Saça takılan çiçek fazla tabi, ben onu takmam. Nikah bitip düğün faslına geçildiğinde de o kocaman eteği yukarıdan tutturuyorlar. Gelinlik öyle hafif öyle şık ki.. İnsan kendini gerçekten bir İngiliz Prensesi zannedebilir. Ah, bir not daha, elbise küçük küçük Swarovski taşlarla işli.

Üçüncü gelinliğimiz Demetrios'a ait bir model. Bu gelinliğin de havası, güzelliği apayrı, yani ilk ikisini görmesek bunu çok çok beğenirdik, belki tamam bile derdik. Ancak, diğer ikisinin yanında bu daha genç işi kalıyor, yani nasıl anlatsam, diğerlerinin ağır ve zarif bir tarafları varken, bu daha "oturmaya mı geldik" havasında bir gelinlik. Askısında yine Fransız dantelinden işlemeleri var; fakat bence askıya takılan çiçek o danteli kapatmış. Bu yüzden bunu seçecek olursam yakasındaki çiçeği takmayacağım.

Sevgilime resimlerini gönderdiğimde içlerinde en beğendiği üçüncü gelinlik oldu. Şimdi gelelim yorum bölümüne..

Beyaz Butik'te 1 Temmuz-31 Ağustos tarihleri arasında %70'e varan indirim olduğundan servet değerinde olan bu gelinlikler daha karşılanabilir tutarlara düşmüş; ancak yine de çok pahalı.. Biz bir terzi bulduk, kadın yıllarca Beyaz Butik'te terzilik yapmış, şimdi kendi yerini açmış. Annemin tanıdığı birkaç kişi de gelinliğini ona diktirmiş hep ve kadıncağız Beyaz Butik'tekilerin aynısını dikiyormuş. Şimdi tek umudumuz o kadın. Ondan olumlu ve uygun bir yanıt almayı umuyoruuummm...

Sevgilerr...

4 yorum:

  1. ben de birinciyi begendim en cok, hadi insallah isiniz rast gider, baslar dikimler :)

    YanıtlaSil
  2. bakalım Görkemcim, artık bu 1-2 hafta içinde belli olacak :)

    YanıtlaSil
  3. meraba ben haziranda bu gelinliği giymek istiyorum beyaz butik için diken o bayanı buldunuzmu bulduysanız ben nasıl ulaşabilirim
    yardımlarınızı bekliyoruuuuummmm

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Nur,

    O terziyi buldum ve görüştüm evet, mağazası Tunalı'da, Marks&Spencer'dan Kuğulu'ya doğru çıkarken sağda kalıyor. Tam ismini hatırlayamayacağım; fakat soyadı İmirzalıoğlu (Kenan İmirzalıoğlu'nun akrabasıymış). Siyah bir tabela üzerinde yazıyor, dikkatini çeker zaten. Apartmanın 1. veya 2. katıydı.

    Ben görüşmemden pek memnun kalmadım açıkçası, bayanın elinde çok model var, İspanya'dan da bir sürü gelinlik getirtmiş ve öncelikli amacı onları satmak tabi. Bu sebepten başlangıçta moralini bozabildiği kadar bozuyor (o model sana yakışmaz, zaten eski, kumaşı da bilmem ne diye). Sonra kendi modellerini övmeye geliyor sıra. Klasik pazarlama takdiği...

    Ben çok ümitlenerek gitmiştim belki o yüzden bu kadar hayalkırıklığı yaşadım; ama şimdi geriye dönüp baktığımda iyi ki kendimi ona bırakmamışım diyorum.

    Dilerim sen de gönlünden geçen gelinliği bulursun.

    Sevgiler,

    YanıtlaSil