9 Nisan 2010 Cuma

Bir Kitap

Sonunda gıdım gıdım ilerleyerek de olsa Soner Yalçın'ın "Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor" adlı kitabını bitirmeyi başardım. 400 sayfa civarındaki bu kitabı bu kadar uzun sürede okumamın en önemli sebebi, kitabın içerdiği yoğun bilgiydi.

Genel olarak kitabı beğendiğimi ve her kitaplıkta bulunması gereken bir bilgi kaynağı olduğunu söyleyebilirim. Bununla birlikte ismine sadık kalan bir kitap olmadığını düşünüyorum, şöyleki giriş bölümünde yazılanlarla kitabı geliştiren konular arasında büyük kopukluklar var. Böylece kitap farklı birçok konuda genel bilgi sağlarken, bütünlüğünü ve derinliğini kaybetmiş.

Soner Yalçın hakkında iyi bir araştırmacı ve yazar olduğu dışında fazla bilgim yok, gerçi kitabında kendisinde ve geçmiş çalışmalarından da bahsetmiş; fakat açıkçası ben o bilgilerin üzerine merak edip "kimmiş bu adam, ne okumuş ne etmiş" diye internette aramadım. Kitapta tarihten ve günümüzden birçok konuya çeşitli belgeleri kaynak göstererek değinmiş Soner Yalçın. Bu nedenle kitabın çok değerli bir kaynak olduğunu düşünüyorum; fakat açıkçası kitabı okurken hep soru işaretleri oldu kafamda. Mesela, bir olay olmuş, bu medyaya şöyle yansımış, ama aslında olay şöyleymiş, bilmemkim bilmemkim öyle demiş. Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, herkes çıkarları uğruna bir önceki gün iddia ettiklerini yalanlayabiliyor. Bu yüzden kitabı "yaa gerçekten de böyle olmuş meğersem" diye okuyamadım, bilmiyorum belki benim güvensizliğim yüzünden. Daha çok "yandaş kişiler olayı bu şekilde aktarıyor, karşıt kişiler de bu şekilde aktarıyor; fakat elle tutulur birşey yok" hissiyle okudum.

Kim - Kiminle - Nerede - Nasıl - Ne Yapmış - Kim Görmüş - Ne Demiş?
Bu hisse kapılmamın bir nedeni de kitabın derinlik sorunu ve yazarın uslubu olabilir. Bir kere kitap tamamen sohbet havasında ve bir köşe yazısı hafifliğinde yazılmış. Yazım ve dilbilgisi yanlışları, düzensiz, anlamsız cümleler bana "bu kitap yazıldıktan sonra ne yazarı ne de editörü/yayınevi tarafından hiç okunmamış" diye düşündürttü, çünkü eminim ki biri bile okumuş olsaydı bu kitap bu haliyle çıkmazdı. Derinlik konusunda ise; bu kitabın bence asıl sorunu "az ve öz olmak" yerine "kısa ama çok bilgi içermeyi" seçmiş olması. Sonuçta tabiki hiçbir olay "A ile B kişisinin buluşup C olayını yapması ve sonra evlerine gitmeleri" şeklinde gelişmiyor. A'nın arkasında en az bir grup, B'nin arkasında en az bir grup, bu grupların arkalasındaki gruplar, kişiler, siyaset, ekonomi, ordu derken zincir büyüyor da büyüyor. Kitabın tarzını şöyle örnekleyebilirim:
"A kişisine destek olan D grubu daha önce E ve F olaylarında da G kişisiyle birlikte hareket etmişti. G kişisiyle şunu şunu yapmak istemişlerdi. Tabi bu noktada insanın aklına H sorusu geliyor; ama ayrıntıya girmeye gerek yok." Şimdi burdan ne anlarsınız?

Özetle kitabı daha az konu etrafında çevirmek ve bu konuları daha derinlemesine işlemek, tarihçi, araştırmacı, siyaset bilimci olmayan okuyucu için daha akılda kalıcı ve kitabı sonuca ulaştırıcı bir yol olabilirdi bence; ancak en başta da söylediğim gibi bu kitap kütüphanenizde bulunmalı!!!..

Şu anda Uluslararası Bestseller olan Küçük Arı isimli romanı okuyorum. Başlangıcından itibaren çok çarpıcı ve sürükleyici. Kitabı bitirmek ve paylaşmak için sabırsızlanıyorum.

Sevgiler,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder