1 Haziran 2011 Çarşamba

The Departed

İzlediniz mi??

Bence harika bir film. 2006 yapımı, yani eski sayılır, sinemalarda da gösterilmiş, pek hatırlamıyorum.
Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinin saçmalığın doruklarına ulaşmasıyla Salı akşamlarımız bize kaldı. Böyle güzel filmler izliyoruz, bazen de benim ütü yapmam gerektiğinde Sevgilim kendi tarzı, "yüksek çıtalı" filmler izliyor. Canım Kocamın sinema tutkusunu bir gün detaylıca ele alırım, geçiştirilecek gibi değil lakin :)

The Departed'ı izlemek için uygun bir akşam kolluyorduk uzun zamandır. Dün akşam hadi başlayalım dedik. Ben Leonardo Di Caprio'yu pek sevmem. Genelde kasıntı bir havası vardır filmlerde. Titanic'te sevmiştim; ama oradaki de güçlü bir karakter rolü değildi bence. Yani herkes gibi bir adamdı Jack. Romeo & Juliette'te ise yaşım küçük olduğu için oyunculuğundan çok hayran hayran tipini izlemiştim, itiraf ediyorum :) Sarışın erkek de sevmem ama, çocukluk işte...

Dün akşam ise gerçekten büyülendim, o kadar etkileyiciydi ki. Yaşadığı ikilemi, düşüncelerini gözlerine, hareketlerine öyle güzel yansıtmıştı ki... Bir ara sarılıp teselli edesim geldi! Filmin kadrosu da çok sağlamdı aslında; Jack Nicholson, her zamanki şeytan gülüşlü Jack Nicholson'du. Matt Damon gerçek hayatta sinir olduğumuz, birşeyleri fırsat bilip ne olduğunu anlamadan tepemize patron kesilen, "ben olmasam siz bitersiniz" havalarındaki gıcık polis, Mark Wahlberg kendini işine adamış; ama "ben tepe adamım, benim her kaprisimi çekmek zorundalar" kompleksi içerisindeki polis, Alec Baldvin; "ben seni senden iyi bilirim" havalarında tam bir "TV polisi" ve daha birçok harika oyuncu var kadroda. Polis - Mafya -  Köstebek üçgeninde geçen film sıkıcı akşamınızın havasını değiştirmek için birebir.

Meraklısına: IMDB puanı 8,5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder