Bu yıl kış geç geldi. Hatta tam olarak bugün geldi diyebilirim. Bu kışın önceki yıllardan farkı şu; işe arabayla gidip geliyorum. Daha önce hep otobüse biniyordum. Yağmur, kar farketmiyordu, otobüsün bizim yokuşu çıkamadığı durumlarda kulağıma mp3 player'ımı takıp yürüyordum eve. Bu yıl arabayla gidip geldiğim için daha endişeliyim. Her gün ofisten "acaba kar yağdı mı?" diye çıkıyorum. Dün akşama kadar bu endişem hep yersiz olmuştu..
Dün akşam saat 9'da ofisten çıktım, hava her akşam olduğu gibi soğuktu, belki 1 - 2 derece daha soğuk. Avon siparişlerim gelmişti, onun için elimde kocaman bir kutu vardı. Minik mavi Uno arabamın yanına gittim (resimdeki benim arabam değil ama modeli aynı), küçücük çantamın içindeki herşeyi dökerek, dizimle de kutuyu tutmaya çalışarak, anahtarlarımı buldum. Uzaktan kumandayla açtım, kapılar "tık" dedi. Açmaya çalıştım ama kapılarda hareket yok. Biraz zorladım, vurdum falan ama yok, "kapı duvar" :) Arabanın tüm kapıların denedim, hepsi aynı durumda. O sırada bir araba benim yerime park etmek için bekliyordu. Camı açıp; "giriyor musunuz, çıkacak mısınız" diye sordu. "Kapıyı açabilirsem çıkacağım" dedim. Biraz ileriye parkedip yanıma geldiler. Kapıları onlarla beraber denedikten sonra, "bagajdan girebilir misiniz" diye sordu. Bunu ayrıca anlatırım; ama "Sevgilim İstanbul Yolu'nun ortasında girdikten sonra ben hayli hayli girerim" dedim ve başladım bagajı sökmeye. Sonunda arka koltukta oturur buldum kendimi. Tekrar kapıyı açmayı denerken kolumu morarttım. Bir şekilde ön koltuğa ulaştım ve kapılarla daha fazla vakit kaybetmeden Sevgilimin yanına gittim. Ancak araba biraz ısınınca açabildik kapıları.
Bu yıl kışı böyle karşıladık. Bugün de ince ince yağıyordu ama şu an durmuş. Galiba bu kış anlatacak çok hikayem olacak. Beni izlemeye devam edin..
Önemli Not : Ya bagajı açık bırakmalı, ya da arabanın dışında bir yerde yedek anahtar taşımalı.
Notun öneminin daha iyi kavranması açısından şu olayı anlatmak isterim. Bizim arabamızın (Zurna) sorunları dertleri bitmez. Örneğin bir ara sileceği çalıştırdığımız zaman lastikli kısmı yerinden fırlıyordu. Durup yerine takmamız gerekiyordu ve tabiki hiçbir zaman hızlı modda çalıştıramıyorduk. Çok yağmurlu bir günde Sevgilim İstanbul Yolu'nda ilerlerken silecek yerinden çıkıyor. Tesadüf tam da ışıklarda o sırada ve kırmızı yanıyor. Yeşil yanmadan takayım yerine diye arabadan çıkınca kapılar kapanıyor ve araba kilitleniveriyor bir anda. Deli yağmurun altında arabanın dışında, fondaki korna sesleriyle benim Canım Aşkım, Zurnamızın bagajını deniyor ve ne büyük bir tesadüf ki bagaj açılıyor. Burdan sürücü koltuğuna ulaşan Sevgilim yoluna devam edebiliyor.
Kıssadan hisse, yedek anahtar yaptırmanın bir faydası yok, o anahtarı arabanın yanında ama dışında bulundurmadığınız sürece :)
Bugün cuma, herkese iyi haftasonlarıı.... :)
Dün akşam saat 9'da ofisten çıktım, hava her akşam olduğu gibi soğuktu, belki 1 - 2 derece daha soğuk. Avon siparişlerim gelmişti, onun için elimde kocaman bir kutu vardı. Minik mavi Uno arabamın yanına gittim (resimdeki benim arabam değil ama modeli aynı), küçücük çantamın içindeki herşeyi dökerek, dizimle de kutuyu tutmaya çalışarak, anahtarlarımı buldum. Uzaktan kumandayla açtım, kapılar "tık" dedi. Açmaya çalıştım ama kapılarda hareket yok. Biraz zorladım, vurdum falan ama yok, "kapı duvar" :) Arabanın tüm kapıların denedim, hepsi aynı durumda. O sırada bir araba benim yerime park etmek için bekliyordu. Camı açıp; "giriyor musunuz, çıkacak mısınız" diye sordu. "Kapıyı açabilirsem çıkacağım" dedim. Biraz ileriye parkedip yanıma geldiler. Kapıları onlarla beraber denedikten sonra, "bagajdan girebilir misiniz" diye sordu. Bunu ayrıca anlatırım; ama "Sevgilim İstanbul Yolu'nun ortasında girdikten sonra ben hayli hayli girerim" dedim ve başladım bagajı sökmeye. Sonunda arka koltukta oturur buldum kendimi. Tekrar kapıyı açmayı denerken kolumu morarttım. Bir şekilde ön koltuğa ulaştım ve kapılarla daha fazla vakit kaybetmeden Sevgilimin yanına gittim. Ancak araba biraz ısınınca açabildik kapıları.
Bu yıl kışı böyle karşıladık. Bugün de ince ince yağıyordu ama şu an durmuş. Galiba bu kış anlatacak çok hikayem olacak. Beni izlemeye devam edin..
Önemli Not : Ya bagajı açık bırakmalı, ya da arabanın dışında bir yerde yedek anahtar taşımalı.
Notun öneminin daha iyi kavranması açısından şu olayı anlatmak isterim. Bizim arabamızın (Zurna) sorunları dertleri bitmez. Örneğin bir ara sileceği çalıştırdığımız zaman lastikli kısmı yerinden fırlıyordu. Durup yerine takmamız gerekiyordu ve tabiki hiçbir zaman hızlı modda çalıştıramıyorduk. Çok yağmurlu bir günde Sevgilim İstanbul Yolu'nda ilerlerken silecek yerinden çıkıyor. Tesadüf tam da ışıklarda o sırada ve kırmızı yanıyor. Yeşil yanmadan takayım yerine diye arabadan çıkınca kapılar kapanıyor ve araba kilitleniveriyor bir anda. Deli yağmurun altında arabanın dışında, fondaki korna sesleriyle benim Canım Aşkım, Zurnamızın bagajını deniyor ve ne büyük bir tesadüf ki bagaj açılıyor. Burdan sürücü koltuğuna ulaşan Sevgilim yoluna devam edebiliyor.
Kıssadan hisse, yedek anahtar yaptırmanın bir faydası yok, o anahtarı arabanın yanında ama dışında bulundurmadığınız sürece :)
Bugün cuma, herkese iyi haftasonlarıı.... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder