30 Ocak 2013 Çarşamba

Do Bir Külah Dondurma


Güneşli kış günlerinden herkese merhaba,

Evet bu aralar mutluyum, heyecanlıyım, aceleciyim. Geçen hafta sonu bir delilik yaptım ben, on yıllar öncesinden kalma bir işi devam ettirmek için ilk adımımı attım. Söyleyeceğim ama gülmek yok tamam mı? Moral bozmak da yok, lakin bulutlarda uçuşan hayallerim yok.

Ben 5 yaşımdan beri piyano çalar(d)ım. Çok değerli hocalarım da oldu ve iyi bir seviyeye gelmiştim diye hatırlıyorum. Derken hepimizin hayata küsmesine neden olan ÖSS dönemi geldi çattı. Ben de dershanedir, üniversitedir, iş hayatıdır derken bir baktım ki piyano tuşlarına son dokunuşumdan bu yana 10 yıldan uzun zaman geçmiş.

Nereden demeyin, son günlerde bir piyano sevdası çıktı işte. Pazar günü Ankara'daki piyano kurslarını araştırdım. 1-2 yerle görüştükten sonra Hayal Sahnesi'nde derse başlamaya karar verdim. Bu Cumartesi ilk dersime gideceğim. Önce seviyem belirlenecek, sonra da başlayacağız işte. Gerçekten heyecanlıyım, ben severdim piyano çalmayı. Bakalım müziği hissedebilecek miyim yine :) En başta da söylediğim gibi "konser vereceğim" diye uçmuş değilim.

Bu arada Hayal Sahnesi hakkında kısa bir bilgi, London College of Music'in Ankara'da yetkili tek sınav ve eğitim merkezi. Piyano kursunda 8 seviyeyi tamamladıktan sonra LCM sınavına girerek tüm dünyada geçerli müzik lisesi diploması alabiliyorsunuz. Nasıl 2013 için güzel bir hedef mi?

Bu arada 2013 yılının İkizler Burcu için çok güzel geçeceğini duydum. Çok çalışacakmışım ama karşılığını alacakmışım. Ben çalışma kısmı için hazırım, çalışıyorum da. Karşılığını ise sadece mutlu ve kafası rahat bir insan olarak almak istiyorum.

İlk dersin nasıl geçtiğini anlatırım. Belki size de ilham vermiş olurum..

Sevgiler

23 Ocak 2013 Çarşamba

Sertifikalı Sushiciiii


Bu akşam Gazi Osman Paşa Quick China'da sushi kursuna katıldım. "2,5 saatlik bir kursta ne öğrenilir ki" diyordum ama sushinin temelini kaptım.

İlk adım malzemeleri tanımaktı, tanıttılar. İkinci adım tarifleri almaktı, anlattılar, üçüncü adım pratik yapmaktı, yaptık. Çok keyifli bir akşam oldu. Katılmak isteyenlere www.sehirfirsati.com adresinden indirimli eğitim fırsatlarını takip etmelerini öneririm.

Yukarıda gördüğünüz sushileri ben yaptım. Malzemelerin de Metro gibi büyük alışveriş marketlerinde bulunabildiğini öğrendim. Bundan sonra evde sushi partileri vermeye başlıyorum, haberiniz olsun, beklerim.

Sevgiler...

20 Ocak 2013 Pazar

Kadınlar - Erkekler


Dün akşam Cem Yılmaz'a gittik. Gösteriyi film gibi izlemek tuhaf olsa da çok güldük yine.

İlk bölümde kadın erkek ilişkilerini anlattığı bir bölüm vardı. Biz de sinemaya gitmeden önce saçma bir konuda atışmıştık biraz. Melih'e göre benim inatçılığım ve kararsızlığım yüzünden, bana göre onun anlayışsızlığı yüzünden. Üstüne filmde bu konu geçince daha komik oldu.

Bugün kendim üzerine düşündüm biraz, inatçı olduğumu biliyorum da, gerçekten çok mu kararsızım diye. Galiba biraz öyleyim ve evet bu karşıdakini deli edebiliyor. Ya da bir olay karşısındaki tutumum o andaki ruh halime göre değişebiliyor. Mesela bir gün ev işleri konusunda bana yardım etmemene içerlerken, başka bir gün yardım etmek istediğinde yaklaştırmayabiliyorum.

Tamam erkekler bizi anlamıyor da, biz de ne istediğimize bir karar vermeliyiz artık. Onlardan aklımızı okumalarını beklememeliyiz değil mi?

Kafanı karıştırdığım için özür dilerim Sevgilim, söz daha kararlı / tutarlı olacağım :)

17 Ocak 2013 Perşembe

Yine Kış Yine Doğalgaz


Yok yok biz akıllanmayacağız!

Dün gece yine doğalgazsız kaldık. Eşim eve gittiğinde bir bakmış ki gaz bitmiş. Aradı beni, buluştuk, Kızılay'a gittik, gaz aldık, eve döndük. Hadi yükleyelim hemen dedik; ama nerde? Ekranda bir yazı "Geçersiz". İnternette araştırdım biraz, kart bozuldu demekmiş bu mesaj. Kartımızın değiştirilmesi gerekiyor yani. Sizin anlayacağınız ben bu akşam Başkent Doğalgaz yolcusu. Umarım kartın değiştirilmesi kolay bir işlemdir de bir de orada uğraşmam.

Bari bu yazı kırmızı olsun, ondan ısınırım belki biraz :)

11 Ocak 2013 Cuma

Hala Bizim Bedenimiz Bizim Kararımız!


Ayşe Arman'ın iki gündür yazdıklarını okuyor musunuz? Okumadıysanız buradan başlayabilirsiniz. Nasıl bir vahşettir bu? Vahşet bile hafif kalır, hangi kelime tanımlar ki yapılanları?

Dedik ki, "Benim Bedenim Benim Kararım"

Hiç, bir kadın isteye isteye güle oynaya gider oturur mu o kürtaj masasına? Herkesinki bir çeşit zorunluluktan. Tabi ki istenmeyen gebelikler olmasa iyi; ama o zaman hastalıklar da olmasın, kazalar da.. Hayat herkese farklı şeyler yaşatıyor maalesef. İnsanlar zaten başlarına gelen binlerce olayla baş etmeye çalışırken bir de bunu zorlaştırmak, işkence etmek neden?

Devlet hastanelerinde kürtaj yaptırmak isteyen kadınlara narkoz vermiyorlarmış. Kimi doktorlar açık açık söylemiş "sen misin benim bedenim diyen, cezasını da çekeceksin" diye. Bu neyin kini? Sen kimsin de beni cezalandırıyorsun? Ne saçma sapan bir dünyadayız.

Çocuklarımız için korkuyorum, çocuk sahibi olmak istiyorum ama istemiyorum.

Üzgünüm...

9 Ocak 2013 Çarşamba

Bu Arada

Umarım 2013'ünüz güzel başlamıştır.

Uykusuzluk


Son birkaç gündür uykusuz kalma limitimi ölçüyorum adeta..

Şirketimizde yoğun miktarda çeviri yapılması gerekti. Çevirilerin bir kısmını tercüme bürolarına gönderdik fakat belge o kadar çok ve zaman o kadar azdı ki, yeminli tercüman olarak, ben de destek oldum. Son 1,5 hafta içerisinde aralıksız 3 gece sabahladım (yalanım olmasın koltukta 1'er saat uyudum her gece), pazar dahil olmak üzere ofisten çıkmadım. Tureng "en çok girdiğim siteler" arasında 1 numaraya yerleşti! Ee, konu teknik olunca İngilizce bilgisi de bir yere kadar.

Çeviri işi keyifli fakat zor. Neyse ki; ucu ucuna da olsa zamanında yetişti her şey. Bu 1,5 haftadan bana kalan uykusuzluk sınırlarımı zorlamam, İngilizce pratiği ve zaman zaman iğne gibi batan bir sırt ağrısı oldu.

Bir de bu hafta masama bir demet nergis aldım. Hep istiyordum masamda bir demet çiçek olsun üşenmekten, ertelemekten alamamıştım bir türlü. Çiçekçi de ofisin hemen yanı halbuki.. Çevirilerden bunalınca hava almaya çıkıp bir demet nergis ile döndüm ofise. Ne de güzel oldu, mis gibi kokusu geliyor şu anda burnuma...

Size de mis kokulu günler diliyorum...

2 Ocak 2013 Çarşamba

Yıl Ortasına Gelmeden


Şu an önümde duran sayfalar dolusu çeviriyi yapmak için bilgisayar başına oturmuş olsam da, bir yeni yıl postu yazamamış olmanın verdiği vicdan azabı her daim kalbimde olduğundan, birkaç cümle ile de olsa iyi dileklerimi sizlerle paylaşmak istedim.

2013 hepimize, ülkemize huzur getirsin, mutluluk, adalet getirsin. Bir arkadaşım yazmış "yeni yılda çocuklar annesiz kalmasın" diye. Evet çocuklar annesiz, anneler çocuksuz kalmasın.. Biz birlikteliği, dayanışmayı bilmeyen bir toplum değiliz, yeni yılda daha çok hatırlayalım eski, güzel değerlerimizi. "O, Bu, Şu" demeyelim, "BİZ" diyelim.

Huzur bu hayattaki en önemli denge bence. İnsanın içinde huzur olduktan sonra ne başkasının yediğine, içtiğine, yaptığına karışır, ne kendini mutlu etmek için yanındakine, sağındakine, solundakine sataşır. Herkesin yaşam tarzına saygı duyar, bastırılmış öfke, haset barındırmaz kalbinde. Kendini "daha iyi, güzel, akıllı, ... vb." göstermek için yalanlara da başvurmaz. Uzun lafın kısası, bu sene herkes huzurlu olsun, bizim huzurumuzu da bozmasınlar!

Sevgi tabii ki olmazsa olmaz. Herkes sevdiğinin yanında geçirsin bu seneyi ve her seneyi. Uzaklıklar, mesafeler, engeller olmasın. Yalanlar da olmasın. Sarıldı mı kalpten sarılsın herkes birbirine.

Dedikodu geçen senede kalsın mümkünse.. Dedikodu yapanın dili kopsun :)

Hayvanları sevelim, onların da hissedebilen, anlayabilen canlılar olduklarını, en az bizler kadar yaşamaya hakları olduğunu unutmayalım. Kalp kırmak sadece insanlar arasında olmaz, hayvanların kalplerini kırmak ise çok daha günah.

Bu sene bol müzik olsun hayatınızda; neşeli, tempolu, bol enstrümanlı müzikler. Ve bol bol fotoğraf çekin, bol bol anınız olsun 2013'e dair.

1-2 post önce de yazmıştım ben kendime ve isteyen herkese bilgi diliyorum. Bu hafta sonu da ilk adımımı atıyorum, İstanbul'a Mali Tablolar Analizi eğitimine gitmeyi planlıyorum.

2013 hem çok planlı hem de plansız olsun. İşlerimizi planlayarak çalışalım, başarılı olalım; ama o planlara uyacağız diye hayatı bir kenara atmayalım. Kafamıza esti mi çıkalım, gezelim, coşalım.

Yepyeni arkadaşlıklar kuralım, bir sürü insan tanıyalım. Bu insanlardan çok şey öğrenelim, biz büyüyelim.

Ben bu sene bunların yarısını bile yapabilsem hayatımın akışını değiştirecek bir sene geçirmiş olurum. Bu sene hiçbir şeyi ertelemeyelim, hiçbir eşyamızı "özel günler için" saklamayalım. Klişeleştiği için unutup gidiyoruz arada; fakat yaşadığımız her gün özel.

Dilerim 2013 çevrenizin neşe, mutluluk, sağlık ve huzurla dolduğu, sevdikleriniz tarafından sarmalandığınız bir yıl olur.
Öpücükler...