Herkese Kooooocaman bir Merhaba,
Farkedileceği üzere blog'umu ihmal etmeye başladım bile. Bunun çeşitli nedenleri var tabi; işlerin yoğunlaşması ve Sevgilimin askerden dönmesi gibiii... Evet, 2 hafta önce döndü Sevgilim askerden ve böylece kooskoca bir defter kapanmış oldu. Şimdi ise bambaşka telaşlara yönelmemiz gerekiyor, eşya alımı gibi.
Sevgilim yokken ben tek başıma dolaşmamıştım, istemiyordum yani, ama dün 365 alışveriş merkezindeki Electroworld'e gittik birlikte. Electroworld'ün güzel tarafı tüm markaların olması ve fiyatlarının uygunluğu tabiki. Gerçi en az 15 yıl ömrü olan beyaz eşyaları bu tür bir mağazadan almak ne derece akılcı olur bilmiyorum. Bu tür alışverişlerde bireysel ilişkiler daha önemlidir ya veya sonrasında daha fazla avantaj sağlayabilir ya, onun için satış bayiinden almak daha doğru olur diye düşünüyorum. Neyse, sonuçta biz modelleri incelemek için gittik dün.
Beyaz eşya kullanımı konusunda, buzdolabından atıştırmak dışında pek tecrübesi olmayan bir insan olarak şunu söyleyebilirim ki; yerli üretim veya ithal tüm eşyalar çok minik, çok dar. Bir çekmeceler var, 1karış. Buzdolaplarının rafları plastik, oyuncak gibi.. Bulaşık makinelerinin içi minnacık. 2 tencere sığmazmış gibi geliyor. Bize sağolsun çok yardımcı olan görevli kıza da söyledim, eşyalar barbi evinden alınmış gibi... Ya da bilemiyorum belki mağaza çok büyük olduğu için gözüme öyle göründü. Sonuçta herkes kullanabiliyorsa demek ki makul ölçülerde.
Electroworld'de biz dün özellikle Siemens'in modelleri üzerinde durduk; çünkü indirimler sayesinde Siemens ve Arçelik birbirine çok yaklaşmış fiyat olarak. Ama, gerçekten de şöyle birşey var, Arçelik'in buzdolabı kadar güzel bir iç yerleşim hiçbir marka ve modelde yok. 365'te Arçelik'in mağazası ayrıydı ve bizimle ilgilenen görevli pek hoş bir insan değildi açıkçası. Yani insan bir ürünü tanıtır değil mi? Çamaşır makinesi soruyoruz, eliyle "bunlar" diye gösteriyor. Ben de biliyorum onlar olduğunu! Benim Canım Sevgilim, Arçelik olmasını istemiyor bir türlü; ama ne yalan söyleyeyim iç tasarım ve malzemenin dolgunluğu olarak en sağlam ve tok görünen Arçelik. E, etrafımızda kullananlar da var ve çoğunluğu memnun sonuçta. İşte öyle bakalım, şimdi biz biraz eleme yaptık ama son söz annelerin tabi. Bir gün annelerle beraber gider dolaşırız. Tabi bu "bir gün"ün önümüzdeki 2 hafta içinde olması lazım, çünkü KDV indirimi 15 Haziran'da bitiyormuş. Ben her zaman 30 Haziran'da bitecek diye düşünüyordum ve çok rahattım; ama böyle olunca biraz tutuştuk tabi.
Bir de fırın derdimiz var. Evimizin mutfağında davlumbazın altı boş. Ne tezgah, ne dolap, hiçbirşey yok. Ocak için mecburen büyük fırın almak gerekiyor (bulaşık makinesinin yeri ayrı). Dün fırınlara da baktık, üstü ocaklı turbo fırınlar 700-800 TL civarında. Akşam annem dedi ki, ben öyle büyük fırına hiç ihtiyaç duymadım, tezgah üstü fırınlarla idare edebilirsin. O öyle deyince benim de aklım karıştı tabi. Yani az değil, o fiyata bir sürü şey alınır; ama fırın alınmazsa o boşluğa ne konacak, onu da bilmiyorum. Dolap yaptırılabilir belki, bakalım işte, şimdi onu düşünüyorum.
İşte dün Electroworld ve Arçelik'te geçti günümüz. 365'te Koçtaş da var. Şöyle bir dolaştık orda da, duvar renklerine baktık. Sütlü kahve veya açık kesekağıdı gibi bir renk var aklımızda. Bir de renk kartelası aldık, bej renkler objeleri ön plana çıkarırmış. Gerçekten de öyle, çok sevdik o renkleri ve o renge herşey yakışır.
Yoğun günün ardından Sevgilimin evine gidip yorgunluk kahvemizi içiyor, bir yandan hayal kuruyorduk. Tam o sırada dedik ki, hadi evimize gidelim. Geçen pazar Meltem Ablalar aramış ve davet etmişlerdi zaten. Biz de aradık, müsaitlermiş, gittik. Evimizi gezdik yine, Sevgilim fotoğraflar çekti. Beyaz eşyaların yerlerinin ölçülerini aldım ben de. Fazla vakitlerini almadan çıktık. Dün gece Sevgilim mesaj atmış, hep fotoğraflara baktım, hayal kurdum diye. Ben de hep hayal kuruyorum.. :) Çok eğlenceli :D
:))) canlarım benim!!! cok cok keyifli bi yolun başındasınız! sonuna kadar hep birlikte olmaya kadeh kaldırıyorum ;)
YanıtlaSil