22 Ağustos 2011 Pazartesi

İyi ki Doğdun Sevgilimmm

Geçtiğimiz hafta bir iş patlaması yaşadığımdan Canım Kocacığımın 13 Ağustos'taki doğumgününü ancak bugün kutlayabiliyorum. Tabiki sadece blog üzerinden bu güne sarktı, yoksa neler neler yapmadık ki...

İyi ki doğdun hayatımın ışığı! Sen ekmeğimdeki tereyağ ve aldığım her nefessin...*
Seni Seviyorum...
Hep böyle gül Sevgilim
*Julie&Julia filminden alıntıdır :)

11 Ağustos 2011 Perşembe

Hoşgeldinizz

Sevgili Deniz Hanım'ın blogunda görmüştüm ilk, yeni gelen ziyaretçilerini hoşgeldin diyerek karşılıyor, bizlerle tanıştırıyordu.

Benim de çok hoşuma gitti bu adet, ha bugün ha yarın diye diye başlayamadım bir türlü.
Kısmet bugüneymiş..

Hoşgeldiniz sevgili Begonvilli Ev ve Yaz Aşkı :)))

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Doğru Mu Yanlış Mı

Bloomberg HT'de bir yarışma başladı, ismi "Doğru Mu Yanlış Mı?" Yarışmacılar bir kategori seçiyorlar ve verilen bilgilerin doğru olup olmadığını tahmin etmeye çalışıyorlar. Dün akşam sordukları bir soru çok ilginç geldi. Hep sizlerle paylaşmak hem de unutmamak istedim :)

Soru: "Sabotaj kelimesi, doktorların, hemşirelerin hastanede giydikleri "sabo" terliklerden türemiştir." D? Y?

Hadi birkaç dakika düşünün, ne cevap verirdiniz?

Tabi benim buraya not etmemden de belli olacağı gibi yukarıdaki olay doğru. Fransa'da eskiden demiryolu işçileri, rahat olduğu için tahta sabolarla çalışırlarmış. Bir gün maaşlarının artması, haklarını geri kazanmaları için bir isyan başlamış. İstediklerini alamayan işçiler tahta sabolarını tren raylarının arasına sokuşturmuşlar. Böylece trenler geçemiyormuş. Yani sabotaj kelimesi buradan doğmuş.

Çok ilginç değil mi? Yarışma hafta içi her akşam saat 8de, tavsiye ederim...

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Haftasonuu

Bu haftasonu Sevgilim İstanbul'da eğitimdeydi. Ben de fırsat bu fırsat ona bir sürpriz yapmak istedim.

Bahçemiz yeşillendiğinden beri bizde bir ilgi bir alaka. Sabah kalkıyoruz bahçeyle, akşam yatıyoruz bahçeyle. Tatile gittiğimizde de sitenin bahçivanına emanet ettik; fakat geldiğimizde birçok yeri sararmıştı. Geldiğimizden beri düzenli sulayarak bu sorunu da azalttığımızı düşünüyorum ama bu sefer de yabani otlar coştu! Evet, ben de Kocacığıma sürpriz yapıp onun yokluğunda bahçemizdeki yabani otları temizlemek istedim. Malum haftaya doğumgünü ve tüm aile bizde toplanacağız. Onlar da kötü görmesinler değil mi?

Cuma akşamı işten gelmemle üstümü değiştirip kendimi bahçeye atmam bir oldu. Saat 7de başladım desem 9a kadar, yemeden içmeden otları söktüm durdum. Bahçenin 1/3ünü bitirdim. Sanmayın ki bahçe çok büyük de ondan ancak bu kadarını yapabildim, maalesef otlar çok fazla. Tekrar çıkmasın diye köklerini bulmaya çalıştım, bazıları çok güçlüydü onları sökmeye çabaladım derken bende ne tırnak kaldı ne birşey! Havanın iyice kararmasıyla eve girdim.

Cumartesi sabahı annemlere kahvaltıya gittim, oradan da Cepa ve Kentpark'ta dolaştık. Akşam 6da eve döndük, ben yine bahçeye giriştim. 1,5 saat de Cumartesi akşamı yaptım ama, bitirmemin imkanı yok. Yine de eli yüzü epey güzelleşmişti. Pazar günü ise Kocacığımla kalan yerleri de bitirdik, şimdi tertemiz bir bahçemiz var, baktıkça içim açılıyor! Fakat bende tırnak kalmadığı gibi bir de sağ işaret parmağımın kenarı nasır öncesi seviyede bir sertliğe sahip oldu :(

Bahçeyle uğraşmanın dışında bir film (Julie & Julia) bir de konser (Cem Yılmaz'ın Şefliğinde BİFO) izledim. Filmi başka bir postta uzun uzun yazacağım; fakat BİFO'nun CDsini mutlaka alıp izlemeniz gerek. Cem Yılmaz esprileri tabiki dorukta; ama parçalar, orkestra insanı coşturuyor. Tabi ayıptır söylemesi konseri 5+1de izleyince daha bir gümbür gümbür oluyor, öhöm öhömmm..
Bir de bu haftasonu izlediğim/ okuduğum şeylerden bir ders çıkardım: "Her başarılı kadının arkasında destekleyici bir koca vardır" Gerçekten de böyle bence ve ben de öyle bir kocaya sahibim, şanslıyım, mutluyum. Bir gün gelecek başarılı da olacağım! :)
Sevgiler...

4 Ağustos 2011 Perşembe

Hani Bazen

Kızarsınız, çok öfkelenirsiniz.

Üzüntünüzü o kişiye haykırmak istersiniz, hislerinizi anlatmak.
Bilmesini istersiniz ne kadar kırgın olduğunuzu, hayallerinizin paramparça olduğunu.

Ama bilirsiniz ki bu karşınızdakini çok, belki daha çok üzecektir.

Susarsınız...

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Hatırlar Mısınız?

Sulugöz diye bir sakız vardı eskiden, bizim çocukluğumuzda!!.. Acı-ekşi bir tadı vardı, ağzına attığın zaman "böğk bu nee" derdin, çiğnedikçe hoşuna gitmeye başlardı. Gerçi ben hep çok severdim bu sakızı, acı daha o zamandan zevk verirmiş meğersem..

Şimdilerde bu sakızın üretimi durmuş sanıyorum, hiç bir markette yok lakin. Benim de 10 yıllar sonra canımın çekeceği tuttu iyi mi? İki gündür "Sulugööözz" diye sayıklıyorum. Ofisin yakınındaki bir markette çakmasını buldum. Bir kenarında "acı sakız" yazıyor, diğer tarafında "çilek aromalı". O nasıl şey öyle??

Sonuç itibariyle Sulugöz'ün hatıralarımızda yaşayacağını anlamış bulunmaktayım. Tadı da dün gibi ağzımda...

Peki ya, bu sabah ofise geldiğimde bilgisayarımın ekran ayarının bozulduğunu farkedip, ITcimize "..Bey yazılar, simgeler kocaman kocaman, yayvan çıkıyor" dediğimde "sen de bu aralar biraz kilo aldın" diye cevap vermesine ne demeli???

Sabııır sabııır yaaa sabııırr....

2 Ağustos 2011 Salı

Değişim

Bir değişim yaşamalı, bir yerden başlamalı ama nerden.


Yapılacak şeyler belli, ilk adımı da attık, gerisi de gelir umarım.


İyi şeyler olsun istiyorum. İyi şeylerin olmasına ihtiyacım var, kendimi iyi hissetmeye ihtiyacım var.


En kısa sürede güzel haberler vermek istiyorum size, umarım...

Bu da günün şarkısı olsun, çünkü bir kez daha :
Every new beginning comes from some other beginning's end