11 Şubat 2012 Cumartesi

Yaşıyorumm!

Merak etmeyin hala yaşıyorum.

Biraz çok koşturuyorum; ama yaşıyorum, mutluyum.

Araba aldık, Zurnamız da kapının önünde duruyor hala, satış için ilan vermemiz lazım, içim elvermiyor. Sevgilim bazen şaka yapmak için "seni sordu, niye artık beni kullanmıyor, işe artık o gri arabayla mı gidiyor diye sordu" dediği zaman ağlamaya başlıyorum elimde değil. Ayrılmak zorunda olduğum ilk varlığım sanırım, küçücükken, annemin ilk arabasını atışının ardından yaptığım resimleri saymazsak :)

Gün içerisinde yazmak istediğim çok şey oluyor; şimdiye kadar hep "kısa hikaye" tadında yazmaya çalıştığım blog yazılarımın formatını artık "anlık not" şeklinde devam ettirebileceğim sanırım. Şey pozlarına girmek istemiyorum "aman çok meşgulüm, dünyanın yükünü omzumda taşıyorum, ölüyorum, bitiyorum" vs vs, sadece çok rahat bir süreçten hızlı bir sürece geçmenin zorluklarını yaşıyorum hala. Zaman yönetimini, planlamayı, programlamayı yeniden öğreniyorum. Kendimi çok noktada geliştirmem gerekiyor bu yüzden fazlasıyla çaba harcıyorum. Kendim için bu adaptasyonu en kısa sürede tamamlamayı diliyorum.

Yarın saçımı kestirmeyi planlıyorum, kahkül kestirip kestirmeme konusunda gidip geliyorum hala, son kararı kuaför verecek sanırım :)

Kar kış hafta içi işe gidip gelişimizi zorlaştırsa da keyifli geçiyor. Hafta sonları şöminede kestane kebap yapıyoruz. İşte böyle

Arayı çok açmadan yeniden görüşmek üzere, sevgiyle kalın...