31 Mayıs 2010 Pazartesi

Gün Ters Başlayınca

Anahtar kapıyı açmayınca,
Bilgisayar şifreyi kabul etmeyince,
Televizyon çalışmayınca,
Ben uyanamayınca,
Berna'yı Merve anlayınca,
Yemek gecikince,
Maaş yatmayınca,
Boşu boşuna gidip gelince,
Bir de ofise girişler bozulunca,

Nasıl geçer bir gün????

28 Mayıs 2010 Cuma

Düğün Hazırlıkları - I

Sevgilimin işe girmesini takiben düğün planlarının yoğunlaştığından bahsetmiştim. Etraftaki herkesin "aaa hazırlıklara başlamadınız mı, tarih bulamazsınız artık siiz" tepkileri üzerine geçen haftasonumuzu nikah/ düğün yeri gezmeye adadık. Yerlere bakarken dikkat ettiğimz birkaç kriter var; açıkhava olması, Ekim ayında olacağından yağmur yağması durumunda kapalı mekana geçebileceğimiz, güzel manzaralı, tercihen göl kenarı bir yer. Bu kriterlerden en zoru "göl kenarı" olduğundan Cumartesi sabahı erkenden Gölbaşı - Eymir Gölü yollarına düştük.


İlk gezdiğimiz yer ODTÜ'nün Eymir Gölü kıyısındaki Bağevi'ydi. Kır düğünü düşünen romantik çiftler için çok ideal bir yer. Gelinle damat ortama kayıkla/ motorla Eymir Gölü üzerinden getiriliyor. Manzara muhteşem, her yer yemyeşil, göl üzerinde ördekler, harika bir yer. Ancak bizim düğünü düşündüğümüz Ekim ayı için riskleri var. Birincisi alanı kapatma/ kapalı alana geçme imkanının olmaması. Bölge çok rüzgar aldığı için muhtemelen misafirlerin donacak olmaları, misafirlerin topuklarının çimenlere batacak olması, dönüş yolunda (bizim ayık kafayla ve aydınlık havada kaybolduğumuz gibi) herkesin kaybolma riski...


Şimdi diyeceksiniz ki, yağmurdan korkuyorsan neden açık havada yapıyorsunuz?? Wallahi haklısınız billahi haklısınız; ama ikimiz de salon düğünlerini sevmiyoruz işte, ne yapalım?? O zaman dersiniz ki, "düğünü yazın yapın bari". Benim de verilecek iki cevabım olur; 1- Bu yaz Ramazan yüzünden kaynıyor 2- Sonbaharı seviyorum. Ama herşey bir arada olmuyor işte, birinden vazgeçmek lazım.

Bu durumda alternatif olarak Türk Japon Vakfı ile görüştük. TJV'de gün içerisinde nikah, akşam 8:30'da da nikah+kokteyl yapma imkanımız var. Biz de ne olur ne olmaz diye 20:30 nikah+kokteyl olarak ismimizi yazdırdık. Bu hafta sonuna kadar bizim admıza rezerve.

Düğün işi gerçekten can sıkıcı. Yani tabi bir taraftan çok güzel bir kutlama, tüm aile, arkadaşlar hep birlikte; ama diğer taraftan çok anlamsız bir masraf silsilesi. Yok masa sandalye süslemesi, yok yemekleri (yarısı çöpe atılıyor onların).. İşletmeler de uyanıklar herşeyden para koparmaya çalışıyorlar. Yahu bir anı defteri 100-150 TL olur mu yaaa??? Defter dediğin taş çatlasın 50 TL olsun, başına maaşlı adam mı dikiyorsun ki, defter bir masanın üstünde durup duruyor!!...

İşte biz de bu rakamları görünce dedik ki acaba daha farklı bir organizasyon mu yapsak?? Mesela olay sadece nikahtan ibaret olsa, nikah sonrası 2 aile ve çok yakın arkadaşlar bir restorana gidilse? Adı "düğün salonu" olmadığı için toplam fiyat daha uyguna gelebilir..

Ya aslında istediğim de çok birşey değil yani.. ODTÜ'nün Bağevi gibi bir yerde ahşap masalar, ahşap sandalyeler, üstlerine ekoseli sevimli örtüler, vazolarda çiçekler o kadar işte.. Yer çimden ziyade iskele gibi ahşap olabilir. Ya diyorum ki böyle bir yer mi açsam acaba? Walla... Gölbaşında küçük bir restoran, göl kenarında tabi, bir iskele yapacaksın, ama büyük bir iskele, 200 olmasa da 100 kişiyi alabilecek bir iskele. Gelin ve damat için bir çardak yapacaksınn, ama oda gibi her yeri kapalı değil.. Hımmm, iskelenin üstünü neyle kapatsak??? Şöyle birşey mesela??
?

Çok mu zor yaaaa, çok muuuu???

15 Mayıs 2010 Cumartesi

İşte Etaminim

Şu an üzerinde çalıştığım etamin budur. Marty Bell'e ait Elegance of Spring isimli bir tablodur kendisi.

14 Mayıs 2010 Cuma

Müjdelere Devam

Dedim ya, Mayıs ayı güzel haberlerle, müjdelerle başladı diye, benim için de bir değişiklik gerçekleşti sonunda. 13:00-21:00 saatleri arası olan mesaim 08:30-18:00 olarak değişti. Teoride saatler bu şekilde görünse de pratikte saat 13:00'te akşam kalacak arkadaş geleceği için benim saatlerim 08:30-13:00 gibi birşey olacak.

Ben de karar verdim, taaa yılbaşında koymuş olduğum ve şimdiye kadar adlarını bile anmamış olduğum hedeflerimi artık gerçekleştireceğim. Evet! İlk olarak bir Fransızca kursuna yazılacağım. 18:30 civarı başlayan bir kurs bulursam süper olur. Öğleden sonraları da oturur çalışırım güzel güzel, ödevlerimi yaparım...

E önümüz yaz, forma girme çalışmalarına başlamalı. Şu yürüyüşleri ve yoga egzersizlerini de aksatmamak lazım.

Bi de etaminimiz var tabi.. Öyle güzel oluyor ki anlatamam. Renkler biraz soluk geldi en başta, hepsi gri tonları; fakat yanyana gelince öyle hoş bir görüntü çıktı ki ortaya. Sadece tahmin ettiğimden daha küçük oldu, ben daha gösterişli, büyüleyici olsun isterdim. Çerçeveyle falan birşeyler ayarlayacağız artık :)

Akşamlarım şimdiden doldu mu ne?? Bu gidişle yine bazı planlar sadece plan olarak kalacak...

50. Kayıt Şerefine!!!

11 Mayıs 2010 Salı

Doğa İçin Çal - Uzun İnce Bir Yoldayım

Buradan izle veya buradan

Bu da siteleri : http://www.dogaicincal.com/

İlkler Unutulmaz

Hepimizin hayatı ilklerle dolu, kimi önemli kimi önemsiz. Bu haftasonu ben de bir ilk yaşadım, bundan sonraki hayatım boyunca benimle birlikte olacak bir ilk.

Pazar günü keyifle banyomu yapmış, Sevgilimle buluşma öncesi saçlarıma fön çekerken gördüm onu (çektiğim fön de bir işe yaramadı, dışarı adımımı attığım anda yağmur başladı!!) : İLK BEYAZ SAÇIM

Nasıl da incecik, bembeyaz ve pasparlak... Aynanın karşısında kalakaldım bir an, bir taraftan hoşuma da gitti. Dedim ki : "artık evlenme çağım gelmiş de geçiyor bile". 25 yaşımı bitirmeme 1 aydan az zaman kaldı, bu bana bir nevi, "artık aklını başına topla" uyarısı olabilir mi?

Annem de moralimi düzeltmek için "bu senin uğur saçım olsun" dedi. 30'u geçene kadar kabul, sonrasında nüfus artışına göre tekrar değerlendirme yapmak lazım...

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Baba Beni Okula Gönder



Artık ben de bir çocuk okutuyorum...

Size de tavsiye ederim.

İlgilenenler için : http://www.bbog.org/

Wedding Wishlist - I

Mayıs ayı müjdeler getirince evlilik hayalleri de kurulmaya başlandı tabi :)
İşte benim oradan buradan topladığım birkaç küçük resim :

Gelinlikten önce ayakkabıyı düşünmek değişik tabi; fakat bir dantel delisi olarak dantel kaplı ayakkabı fikrine bayıldımmm....


Her taraf yerden yükselen balonlarla kaplı olsa çok çok çok güzel olmaz mııı...


Ve tabi masalarda kır çiçekleri...


Kırmızı davetiye fikri ve yazı şekli çok hoşuma gitti, neden bilmem

Kaynak : ayakkabı Instyle dergisinden, diğer resimler de http://www.oncewed.com/ sitesinden alınmıştır.

Mayıs ayında geldi bahar...

Bu Cumartesi itibariyle yeni bir aya merhaba dedik. 15 - 20 gündür Mayıs ayını heyecanla bekliyordum; çünkü biricik Sevgilim bugün işe başladııı!!!.... Evet, 2 hafta kadar önce artık yavaş yavaş umutlarımızın tükendiği işyerinden bir telefon aldık ve Sevgilimin işe kabul edildiğini öğrendik. Burası Sevgilimin çalışmayı çok istediği bir yerdi ve tabiki çok mutlu olduk. Böylece evimize bahar neşesi geldi!! :)

Diğer taraftan benim işimde de başka türlü bir değişiklik oldu, 13:00-21:00 olan çalışma saatlerim bu yakınlarda 8:30-18:00 olarak değişecek. E Sevgilimin de çalışma saatleri 9:00-18:00 olunca evlilik düzenimiz oturdu gibi hissettik ve hemen hayallerimizi kurmaya başladık.

Bugün Biriciğim İstanbul'da 4gün boyunca eğitime katılacak, son gün bir de sınav olacak, Cuma günü de buradaki ofisinde çalışmaya başlayacak. İstanbul'da geçireceği süre boyunca Ankara ve İstanbul yetkililerine düzenli rapor verilecekmiş.

Kolay gelsin Sevgiliiiimmm, başarılar sanaa..... Ben de tüm bunları kutlamak için ofise bir çikolata falan almak istiyorum ama naapsam naapsam acabaa???